Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/4900 E. 2019/9281 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/4900
KARAR NO : 2019/9281
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Birden fazla kişi ile birlikte tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Hakaret suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık … müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Birden fazla kişi ile birlikte tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanık … ve temyiz dışı sanık … ile katılan … arasında miras meselesi yüzünden çıkan tartışma üzerine, sanıkların “senin fırsatını arıyoruz, hapislerde yatacaksın, bu ev bizim” diyerek katılanı birlikte tehdit ettiklerinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, ani gelişen olayda, sanık … ile temyiz dışı sanık … arasında fikir ve irade birliğinin ne şekilde gerçekleştiği, ayrıca sanıkların söylediği kabul edilen sözlerin ne suretle tehdit suçunun unsurlarını oluşturduğu kanıtlara dayalı olarak açıklanıp tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık ile katılanın aşamalarda, olayı önce karşı tarafın başlattığı ve hakaret ettiği şeklindeki savunmaları karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek, sonucuna göre TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
3-Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleşme tarihinin, 5271 sayılı Kanunun 231/8. maddesinin yürürlüğe girme tarihi olan 28.06.2014’den önce olması nedeniyle CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmemesi karşısında; sanık hakkında hükmedilen hürriyeti bağlayıcı cezanın, yargılama sürecindeki davranışları dikkate alınarak yeniden suç işlemeyeceği kanaati oluşması sebebiyle TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine rağmen daha lehe olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
4-Bozmaya uyularak sanığın eyleminin TCK’nın 106/1-1. maddesi kapsamında kaldığının kabulü halinde; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
5-Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK’nın 325. maddesi gereğince suçu birlikte işlediği gerekçesiyle hakkında TCK’nın 106/2-c maddesi uygulanan temyiz dışı sanık …’ya sirayet ettirilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.