Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/2639 E. 2019/9198 K. 16.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2639
KARAR NO : 2019/9198
KARAR TARİHİ : 16.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık …’in yaralama suçunu tehdit eylemiyle aynı anda işlemediğinin kabulüyle dosya görüşüldü:
1) Sanık … hakkında mala zarar verme suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye uygun olarak, sanık …’in TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2) Sanık … hakkında yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
3) Sanıklar … ile … hakkında tehdit suçundan kurulan hükümlerin temyizine gelince;
Sanık … hakkında adli sicil kaydındaki Çine (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/222 Esas- 2009/ 43 Karar sayılı ilamında verilen mahkumiyet hükmünden dolayı tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni yapılamamıştır.
Ancak;
a) Katılanla, sanık … arasında yol verme meselesinden çıkan tartışmada sanık …’nın katılana tehdit sözleri söyledikten sonra diğer sanık …’ın olay yerine gelerek katılanı ölümle tehdit ettiği, sanıkların eylemleri esnasında birlikte olmadıkları gibi, trafikte yol verme meselesinden çıkan tartışma ortamında birlikte tehdit iradelerinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, koşulları oluşmadığı halde sanıklar hakkında birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması,
b) Sanıkların eylemlerinin TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamında tehdit suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanıklara isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ile …’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, (3-a) numaralı bozma nedeni hariç diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.