Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/25042 E. 2019/19963 K. 17.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/25042
KARAR NO : 2019/19963
KARAR TARİHİ : 17.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, 6136 sayılı Kanuna aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre öğrendiği dosya görüşüldü;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Sanık hakkında, özel işaretlerle ve silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizinde,
a) TCK’nın 106. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde düzenlenen “özel işaretlerle” işlenen nitelikli tehdit suçunun oluşabilmesi için eylemin kimin tarafından gerçekleştirildiğinin muhatabınca anlaşılmamış olması gerekmektedir. Failin biliniyor olması halinde korkunun etkisinin artmayacağı kabul edilmelidir. Somut olayda, sanık ile mağdurun müşterek çocukları …’in cezaevinde bulunan sanık babasını ziyareti sonrasında, sanığın mağdura verilmek üzere içerisinde tehdit içeren mektup ve bir adet merminin bulunduğu zarfı vermesi karşısında, somut olayda “failin bilinmemesi” koşulunun gerçekleşmediği,
Ayrıca;
Tehdit suçunun nitelikli hali olan silahla tehdidin kabulü için; silahın, tehdit suçunda bizzat mağdura yönelik olarak görüp hissedilebileceği ve mağdurun üzerindeki etkisini artıracak biçimde teşhiri veya kullanılmasının yanında, mağdurun evi, arabası gibi daimi kullanımında olan eşyalarında hasar, iz, emare gibi belirtiler oluşturacak ve bu suretle tehdidin mağdurun üzerinde meydana getirdiği korkunun etkisini artıracak tarzda kullanılması gerekir.
Somut olayda; mağdurun aşamalardaki beyanlarında zarf içerisinde bulunan mermiyi görmediğini beyan etmesi karşısında, eylemin TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturacağı düşünülmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek, TCK’nın 106/2.a.b maddesi uyarınca hüküm kurulması,
b) Eylemin TCK’nın 106/1-1. maddesine uyduğunun kabulü durumunda ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması
2) Sanık hakkında, 6136 sayılı Kanuna aykırılık eyleminden kurulan hüküm yönünden ise,
6136 sayılı Kanun’un 13/4. maddesinde düzenlenen yasak niteliği haiz mermi bulundurma suçunun, 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 12. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca önödeme kapsamına alındığı, mahkemece sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre hukukî durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 6136 sayılı Yasaya aykırılık eylemi ilgili olarak diğer yönleri incelenmeksizin, silahla ve özel işaretle tehdit eylemine ilişkin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.