Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/24141 E. 2020/84 K. 06.01.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/24141
KARAR NO : 2020/84
KARAR TARİHİ : 06.01.2020

MAHKEMESİ:Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Beraat

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) YCGK’nın 21/06/2011 tarih ve 2010/187 esas, 2011/131 sayılı kararındaki, “kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, katılan tarafından ibraz edilen ses kaydının, sanıkların bilgisi ve rızası dışında yasal olmayan yollardan kaydedildiği gerekçesiyle, yasal delil olarak kabul edilmemiş ise de; kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı gibi ani gelişen durumlarda, karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur” şeklindeki açıklama karşısında,
Somut olayda, sanıkların katılanı aramadıklarını belirtmeleri karşısında, öncelikle telefonla aramanın yapılıp yapılmadığı hususu açığa kavuşturulduktan sonra, aramanın katılan tarafından mı yoksa sanıklar tarafından mı başlatıldığı belirlenip, katılanın dosyada mevcut tehdit ve hakaret içeren ses kayıtlarını başka şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde mi yoksa bir planlama dahilinde mi kayda aldığının tartışılması, ses kaydının hukuka uygun olduğu kanaatine ulaşılması durumunda, sanıklara konuşmalardaki sesin kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kabul etmemeleri halinde, sesin sanıklara ait olup olmadığı husunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle beraat kararları verilmesi,
2) Bozmaya uyulup, tehdit ve hakaret suçlarının oluştuğunun kabulü halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu
yönünden ise, suç tarihinde 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu ancak yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş ve katılan … vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.