Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/22477 E. 2015/39732 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/22477
KARAR NO : 2015/39732
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/23751

Tehdit suçundan sanık A.. D..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1. maddesi uyarınca beş kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanunu’nun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair, Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2011 tarih ve 2009/1566 esas, 2011/541 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/01/2015 gün ve 23751 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre,
1- Sanığın mahkeme heyetine ve Cumhuriyet savcısına yönelik tehdit eylemini aynı suç işleme kararı içinde işlediği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43/2. maddesi uyarınca aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesi durumunda, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, yazılı şekilde uygulama yapılarak fazla cezaya hükmedilmesinde,
2- Mahkemece tekerrüre esas alınan Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 21.12.2006 tarihli ve 2004/48 esas, 2006/279 sayılı kararı incelendiğinde; sanığın suç tarihi itibariyle 15-18 yaş grubunda yer alması nedeniyle hakkında 5237 sayılı Kanun’un 31/3. maddesi uyarınca indirim yapıldığı anlaşıldığından, 5237 sayılı Kanun’un 58/5. maddesinin emredici hükmü gereğince söz konusu hükümlülüğün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık A.. D.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2011 tarihli kararıyla, Türk Ceza Kanunu’nun 106/1. maddesi uyarınca beş kez 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanunu’nun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına yönelik gerekçe ve tekerrür hükümlerine yönelik olarak kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
1- Sanığın aynı dilekçedeki sözleriyle beş mağdura yönelik tehdit eyleminde, TCK’nın 43. maddesi ikinci fıkrasında düzenlenen aynı nev’iden fikri içtima hükmünün uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine,
2- 5237 sayılı Kanun’un 58/5. maddesinin emredici hükmü gereğince suça sürüklenen çocuklar hakkındaki hükümlülüğün tekerrüre esas alınıp alınamayacağının belirlenmesine, dair hukuka aykırılıklara ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
1- Sanığın aynı dilekçedeki sözleriyle beş mağdura yönelik tehdit eyleminde, TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının değerlendirilmesi,
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43. maddesinin ikinci fıkrası aracılığıyla birinci fıkrasına göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İncelenen somut olayda; Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/205 esas sayılı dosyasında adam öldürme suçundan yargılanan sanığın, mahkemeye göndermiş olduğu 13.08.2009 tarihli dilekçesinde, kendisine ceza veren mahkeme heyeti ile iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet savcısını hedef alarak, tek bir fiille tümünü tehdit etmesi şeklinde iddianamede anlatılan ve mahkemece kabul edilen eyleminde, TCK’nın 43. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen aynı nev’iden fikri içtima hükmünün uygulanması gerekirken, her bir mağdur için ayrı ayrı ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
2- 5237 sayılı Kanun’un 58/5. maddesinin emredici hükmü gereğince suça sürüklenen çocuklar hakkındaki hükümlülüğün tekerrüre esas alınıp alınamayacağının değerlendirilmesi,
5237 sayılı TCK’nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez….
(5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.” hükümleri yer almaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece tekerrüre esas alınan Kilis Ağır Ceza Mahkemesinin 21/12/2006 tarihli ve 2004/48 esas, 2006/279 sayılı kararı incelendiğinde, sanığın suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş grubunda yer alması nedeniyle, hakkında 5237 sayılı TCK’nın 31/3. maddesi uyarınca indirim yapıldığı anlaşıldığından, TCK’nın 58/5. maddesinin emredici hükmü gereğince söz konusu hükümlülüğün tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçlarından sanık A.. D.. hakkında, Bursa 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/07/2011 tarih ve 2009/1566 esas, 2011/541 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- a-) (1 nolu) hukuka aykırılık bakımından; Karardaki hukuka aykırılık aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, TCK’nın 106/1. maddesi uyarınca, mahkemece cezanın alt sınırdan takdir edilmiş olması da değerlendirilerek, 6 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
b-) TCK’nın 43/1-2. maddesi uyarınca cezası takdiren 1/4 oranında arttırılarak, 7 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
3- (2 nolu) hukuka aykırılık bakımından ise, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrasına göre, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle “5237 sayılı TCK’nın 58/6-7. maddeleri gereğince cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra sanık hakkında denetimli serbestlik hükümlerinin uygulanmasına” ilişkin kısmın hükümden ÇIKARILMASI, biçiminde hükmün DÜZELTİLMESİNE,
4- İnfazın belirlenen bu miktar üzerinden yapılmasına, bozulan kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 10/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.