Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/22471 E. 2015/37728 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/22471
KARAR NO : 2015/37728
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/15437

Tehdit suçundan sanık E.. K..’un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 500 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2014 tarihli ve 2014/740 esas, 2014/552 karar sayılı kararının, kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2015 gün ve 15437 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 13/06/2006 tarihli,2005/6095 esas ve 2006/12388 sayılı kararında belirtildiği şekilde, tehdit fiili kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden eylemin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerektiği, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 18/03/2014 tarihli ve 2014/626 soruşturma, 2014/4135 esas sayılı iddianamesinde, sanığın tehdit suçuna dair eylem ve sözlerine ilişkin olarak müştekiye cep telefonundan “evinin kapısında seni bekliyorum dostum” ve “seni arayacağım dostum göreceksin” şeklinde mesaj atıldığının belirtildiği, toplanan delillere göre de müsnet eylem ve sözlerin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olmadığı ve tehdit suçunun yasal unsurları oluşmadığı halde yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Sair tehdit suçundan sanık E.. K.. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Küçükçekmece 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2014 tarihli kararıyla, adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, tarafların yüzüne karşı verilen hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilerek mahkemece 11.12.2014 tarihinde temyiz talebi miktar itibariyle reddedildiği ve kararın kesin olarak verilmiş olması nedeniyle O Yer Cumhuriyet Başsavcılığınca suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sair tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın 106/1-2. cümlesinde, “…malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.” hükümlerine yer verilmiş,
5237 sayılı TCK’nın “Hürriyete karşı suçlar” başlıklı 7. bölümünde düzenlenen tehdit suçunda korunan hukuki yarar, kişilerin huzur ve sükunu ile karar verme ve hareket etme hürriyetidir.
Dairemizin yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere; tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
İnceleme konusu somut olayda; sanık ile katılan arasında iş ilişkisinden dolayı anlaşmazlıklar bulunduğu ve davalar açıldığı, bunun sonucunda sanığın, katılana “evinin kapısında seni bekliyorum dostum” ve “seni arayacağım dostum göreceksin”şeklinde mesajlar attığı ve mahkemece de bu şekilde kabul edilen oluşa göre, sanığın uzun yıllardır arkadaşlık ve iş ortaklığı yaptığı katılana karşı serzenişlerine yönelik iradesini açıkladığı, tehdit suçunun maddi unsuru olan “bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit etme” koşulunun somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından, kurulan mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır. Bu nedenle kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçundan sanık E.. K.. hakkında, Küçükçekmece 15 Asliye Ceza Mahkemesinin 24/11/2014 tarihli ve 2014/740 esas, 2014/552 karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Kanun maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın tehdit suçundan BERAATİNE,
3- Bu suçtan hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.