Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/22391 E. 2015/37724 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/22391
KARAR NO : 2015/37724
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : KD – 2011/112885

Tehdit ve yaralama suçlarından sanık Ö.. K.. hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Boyabat Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.10.2010 gün ve 2010/22 esas, 2010/258 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 15.05.2015 gün ve 2013/11836 esas, 2015/29194 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;
1-Sanığa yükletilen tehdit ve yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık Ö.. K..’nın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2- Sanık hakkında A.. K..’yı yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
A.. K..’nın, 24.08.2009 tarihli soruşturma aşamasındaki beyanında şikayetçi olmadığını belirtmesi ve sanığa yükletilen basit yaralama suçunun takibinin şikayete bağlı olması karşısında; TCK’nın 73/6. maddesi gereğince sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık Ö.. K..’nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA,” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/07/2015 gün ve 2011/112885 sayılı yazısı ile;
“Sanık Hakkında “Tehdit ve Kasten Yaralama” suçundan açılan kamu davasının, Boyabat Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılaması sonunda; 07/10/2010 gün, 2010/22 esas ve 2010/258 karar sayılı hükmü ile, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 106/2a, 43/2-1, 62, 53, maddeleri uyarınca neticeten 2 yıl 1 ay Hapis, TCK 86/2, 62, 52, 52/4 maddeleri uyarınca neticeten 5 kez 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Mahkeme tarafından verilen bu hüküm süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edilip Cumhuriyet Başsavcılığımıza gelmiş ve 14.03.2013 tarihli ve 2011/112885 nolu Tebliğname ile verilen hükmün, Sanık Ö.. K..’nın Üzerine Atılı Silahla Tehdit ve A.. K..’ya yönelik Kasten Yaralama dışında ki yaralamalar yonünden onanması, A.. K..ya yönelik kasten yaralama suçundan ise şikayetten vazgeçme nedeniyle Bozma istenmiştir.
Yüksek Yargıtay 4.Ceza Dairesi yaptığı temyiz incelemesi sonunda; 15/05/2015 gün ve 2013/11836 Esas, 2015/29194 Karar sayılı ilamı ile, hükmün Sanık Ö.. K..’nın Üzerine Atılı Silahla Tehdit ve A.. K..’ya yönelik Kasten Yaralama dışında ki yaralamalar yonünden onanması, A.. K..’ya yönelik kasten yaralama suçundan ise şikayetten vazgeçme nedeniyle Bozulmasına karar vermiştir.
Dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımıza 15/06/2015 tarihinde gelmiş olmakla Yüksek 4.Ceza Dairesinin, “Tehdit ve Kasten Yaralama” suçu nedeniyle verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına ilişkin Karara aşağıda arz ve izah edilen nedenlerle itiraz edilmesi gerektiği düşünülmüştür
Sanığın Olay tarihinde görevli olarak devriye halinde olduğunu. Bu sırada sanık A.. N..’ın B.. N..’ın küçük çocuğuna araba kullandırdığını görmesi üzerine duruma müdahale etmek için eliyle dur işareti yaptığını. Ancak Ali’nin kendisine bana ne diyorsun şeklinde bir baş hareketi yaparak arabası ile uzaklaşmaya başladığını. kendisini ekip otosu ile takip ettiğini ve siren çalarak durmasını sağladığını. Durduktan sonra A.. N..’ın aracını kapısını açtığını ve neden ukalalık yapıyorsun şeklinde bir söz söylediğini. A.. N..’ın buna karşılık kendisine yumruk vurmak suretiyle karşılık verdiğini . Bu sırada orada bulunan S.. S.. ve A.. K..’nın kendisini tuttuğunu ve A.. N..’ında da oradan kaçtığını beyan etmesi, Sanık A.. N..’ın ve Mahkemenin Kabulünün Sanık A.. N..’ın Yaşı Küçük Yeğenine araç kullanmayı öğrettiğini doğruladığı, Sanı Ö.. K..da ki yaralanmanın 23/08/2009 tarihli adli rapor ile doğrulanması karşısında,
Sanığın Hazırlık ve kovuşturma aşamasında ki Savunmaları, oluş ve mahkemenin kısmi kabulüne göre olayların başlangıcında sanık A.. N..’ın ve S.. S.. ve A.. K..’nın Haksız Hareketleri ve bu Hareketlerin sonrasında devam etmesi karşısında sanığın havaya ateş etmek suretiyle Tehdit ve öncesinde Kasten Yaralama suçlarını işlediği anlaşılmakla Hakkında TCK 29 maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin sanık lehine uygulanmadan hüküm kurulduğu,
Bu itibarla itirazın kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç ve istem: Açıklanan nedenlerle,
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07/10/2010 gün, 2010/22 esas ve 2010/258 karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA,
Sanık Hakkında Tahrik ile ilgili hükmün uygulanması için kararın BOZULMASINA,
3-Yüksek Daireniz aksi kanatte ise, itirazın incelenmesi bakımından 5271 sayılı CMK’nın 308/3. Maddesi uyarınca dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine,
Karar verilmesi itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, tehdit ve yaralama suçlarından sanık Ö.. K.. hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair, Dairemizin 15.05.2015 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
Polis memuru olan sanık Ö.. K..’nın olay tarihinde asayiş devriye görevinde iken, sanıklardan A.. N..’ın yanında diğer sanıklar S.. S.. ve A.. K.. olduğu halde yaşı küçük yeğenine araç kullanmayı öğrettiği sırada görmesi üzerine müdahale etmek üzere aracı durdurmak istediği, sanık A.. N..’ın aracın direksiyonuna kendisi geçerek hareket etmesi üzerine karşılıklı olarak sert bir şekilde bakıştıkları, sonrasında sanık Öner’in devriye aracıyla takip ederek şahısları durdurduğu ve kendi savunmasına göre, aracın kapısını açarak “neden ukalalık yapıyorsun” diye söylemesi üzerine sanık Ali ile Öner’in karşılıklı birbirlerini yaraladıkları ve A.. N..’ın kaçtığı, olayın karakol amirliğine bakan görevliye bildirildiği ve sonrasında çarşı merkezinde sanıklardan B.. N.. ve A.. K.. ile karşılaşan sanık Ö.. K..’nın daha önceki olay nedeniyle tartışmaya başladığı ve bu şahıslarla aralarında çıkan kavgada birbirlerini yaraladıkları, çevreden gelen şahıslar ve polis memurlarınca kavganın aralandığı ve sanık Öner’in karakola geçtiği sırada karakol binasının yakınlarında sanıklardan A.. N.. ve S.. S..’ı görmesi üzerine bu kez silahını çıkarıp bu şahısların üzerlerine
hafifçe yukarı doğrultarak korkutmak amacıyla ateş etmesi şeklinde gerçekleşen olayda, yaşı küçük çocuğa araç kullandırıldığını gören sanık Ö.. K..’nın şahıslar hakkında yasal işlemleri başlatmakla yetinmesi gerekirken, yerel mahkemece gerekçeli kararda isabetli biçimde kabul edildiği üzere görevli polis memuru için uygun olmayan ve tarafları tahrik eden davranış ve eylemlerde bulunarak olayın büyümesine yol açması da gözetilerek, mahkemece olayların sanıktan kaynaklanan ilk haksız hareketle başladığı kabul edilerek lehine TCK’nın 29. maddesinin uygulanmamış olmasının dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından,
Dairemizin 15.05.2015 gün ve 2013/11836 esas, 2015/29194 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.