Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/21427 E. 2015/37730 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/21427
KARAR NO : 2015/37730
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : KD – 2015/233002

Tehdit, yaralama ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçlarından sanık Y.. H.. hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.09.2013 gün ve 2013/159 esas, 2013/232 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 16.03.2015 gün ve 2014/48053 esas, 2015/24611 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede ;
Sanığa yükletilen tehdit,yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı,bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık Y.. H..’un ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/07/2015 gün ve 2015/233002 sayılı yazısı ile;
“Yüksek Yargıtay 4.Ceza Dairesi ile Cumhuriyet Başsavcılığımız arasındaki uyuşmazlık sonuç ceza olarak para cezasının belirlenmesi halinde tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
Şöyle ki; Önceki sabıkası nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58/7. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı TCY’nın tekerrürü düzenleyen 58. maddesinin 6. fıkrasında, tekerrür halinde hükmolunacak cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği, ayrıca cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilmiştir. Mükerrirlere özgü infaz rejimi ise, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasa’nın 108. maddesinde düzenlenmiş ve bunlar hakkında koşullu salıverilme süresi, süreli hapis cezasında, cezanın dörtte üçü olarak belirtilmek suretiyle, infaz koşulları ağırlaştırılmıştır.
Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde sonuç cezanın adli para cezası olarak belirlendiği hallerde tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilemeyecektir.
Şu halde Yüksek Dairenizce tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin fıkra hükümden çıkarılarak düzeltilerek onama yapılmalıdır.
Sonuç ve istem: Yukarıda açıklanan nedenlerle; itirazın kabul edilmesi, Dairenizin 16/03/2015 gün ve 2014/48053 esas – 2015/24611 karar sayılı kararının kaldırılması, İtirazın yerinde görülmemesi halinde ise dava dosyasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesi,
İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, tehdit, yaralama ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma suçlarından sanık Y.. H.. hakkında verilen mahkumiyet kararlarının onanmasına dair, Dairemizin 16.03.2015 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 16.03.2015 gün ve 2014/48053 esas, 2015/24611 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.09.2013 gün ve 2013/159 esas, 2013/232 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit, yaralama ve trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
5275 sayılı İnfaz Kanunu’nun 108. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ancak hapis cezalarında uygulanabileceği gözetilmeden, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına hükmolunmasına karşın, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık Y.. H..’un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası itiraz yazısına uygun olarak, “mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasına ilişkin bölümlerin karardan çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.