YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/19202
KARAR NO : 2015/39172
KARAR TARİHİ : 03.12.2015
Tebliğname No : KYB – 2015/186923
Silahla tehdit suçlarından sanık Ö.. Ş..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a ve 62. maddeleri gereğince iki kez 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, Bursa 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2012 tarihli ve 2006/1683 esas, 2012/868 sayılı kararının, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 11/09/2014 tarihli ve 2014/17365 esas, 2014/29285 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, hükümlü müdafii tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin, aynı Mahkemenin 02/03/2015 tarihli ve 2006/1683 esas. 2012/868 sayılı ek kararına yapılan itirazın reddine dair, Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/03/2015 tarihli ve 2015/397 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/06/2015 gün ve 186923 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 11/03/2014 tarihli ve 2012/3-909 esas, 2014/121 sayılı ilamında mahkemece incelenmeyen ve kararda değinilmeyen delillerin yeni delil niteliğinde olduğunun belirtildiği, bu nedenle yargılama sırasında dosya içerisine alınan ancak daha sonra yargılama yapan mahkemesince imhasına karar verilen ve hiçbir suretle yargılamada dikkate alınmayan (başka bir dosyaya ilişkin) sanık Ö.. Ş.. ile İ.. A.. arasında geçen konuşmaları içeren iletişim tespit tutanaklarında, sanığın bu dosyaya ilişkin üzerine atılı suçu işlemediğine dair konuşmaların geçtiği, mağdurlar tarafından silahlı tehdit eylemini gerçekleştirdiği iddia olunan kişiler bakımından sanığın bu kişilerden olduğuna dair bir teşhisin yapılamadığı, sanığın olay yerinde olduğuna dair F.. Ş..’in çelişkili beyanları haricinde fiziki bir delilin bulunmadığı gibi, herhangi bir tanık beyanının da bulunmadığı yönündeki gerekçelerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesi kapsamında, yapılacak yeni değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak delillerle birlikte, sanık lehine kabule değer olabileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma istemi, sanık Ö.. Ş.. hakkında tehdit suçlarından verilen hükümlere ilişkin ise de, bu hükümlerin daha önce Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 11.09.2014 tarih ve 2014/17365 esas, 2014/29285 sayılı kararı ile onanmış bulunması karşısında, “Ceza daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelip bozma veya başka nedenlerle daire dışına gönderdiği işlerden kendisine geri gelenlere bakar” hükmüne, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına, kanun yararına bozma isteminin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 3. Ceza Dairesi’nin görevine girdiğinden, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.