Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/16752 E. 2015/37734 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16752
KARAR NO : 2015/37734
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : KD – 2013/237151

İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç.. hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Eskişehir Çocuk Mahkemesince verilen 22.05.2013 gün ve 2012/962 esas, 2013/698 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 15.04.2015 gün ve 2014/43119 esas, 2015/27006 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Tehdit suçundan kurulan karara ilişkin olarak;
Suça sürüklenen çocuğa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç.. müdafiinin, ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Konut dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir;
Ancak;
Suça sürüklenen çocuğun, kardeşinin sınıfında başka bir öğrenci ile arasında geçen tartışma sonrasında öğretmenin kendisini dövdüğünü ve bu nedenle okuldan ayrılıp haber vermeye geldiğini söyleyen kardeşinin bu beyanı üzerine öğretmeniyle konuşmak amacıyla eğitim aldığı okula gidip sınıfa girdiği ve ders yapmakta olan mağdurla tartışıp tehdit ettiği okulun ve sınıfın öğrenci yakınları tarafından gidilmesi mutad yerlerden olması karşısında, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşmayacağı gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkında hükümlülük kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç.. müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/06/2015 gün ve 2013/237151 sayılı yazısı ile;
“İtiraza konu uyuşmazlığın, suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç..’nin işlediği kabul edilen müşteki öğretmen Ş.. G..’in görev yapmakta olduğu okula gidip, ders yapmakta olduğu sınıfına girerek ölümle tehdit etmesi şeklindeki eyleminin TCK 116/2 maddesinde yazılı işyeri dokunulmazlığını bozma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Konut dokunulmazlığının ihlali başlıklı, Madde 116- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” hükmünü içermektedir.
Bir kimsenin konutuna,konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girildikten sonra çıkmayan kişi konut dokunulmazlığı suçunu işlemiş olur.Konuttan çıkmamak, konut sahibinin rızası ile girilen konuttan, söz, hareket ve tavırlarıyla kendisini çıkmaya davet edilmesine rağmen, çıkmamaktadır.
Rızaya aykırı olarak girme veya rıza ile girildikten sonra çıkması istenilmesine rağmen çıkmayan kişi bu eylemini, açık bir rızaya gerek olmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentilerinde işlemesi hâlinde fail ikinci fıkraya göre cezalandırılacaktır. Girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri, avukatlık bürosu, doktor muayenehaneleri, emlak bürosu, mimar bürosu, v.b. gibi izinle girilmesi gereken yerlerdir. Girilmesi mutat olan yerlere, süper marketler, mağazalar, dükkanlar, pasta salonları, kahvehane, restoran ve lokantalar, sinema, tiyatro, otel, bar, hastane örnek gösterilebilir. Halka açık olduğu saatlerde bu gibi yerlere giriş de suç oluşmaz. Ancak halka kapalı olan saatlerde buralara rıza haricinde girilmesi hâlinde bu fıkradaki suç oluşacaktır.
5237 sayılı TCK 116. maddesinde düzenlenen konut ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçuyla korunan hukuki yarar, mülkiyet, zilyetlik veya diğer ayni veya şahsi hak olmayıp, Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasıyla güvence altına alman kişilerin hürriyeti, sükûn ve huzurudur.
5237 sayılı TCK 116. madde gerekçesinde de, bu konu şu şekilde ifade edilmektedir. “Konut dokunulmazlığının ihlâli, kişinin kendisine özgü barış ve sükûnunu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir.
Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükûnu ihlâl eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.”
Bilindiği üzere, 765 sayılı TCK döneminde işyeri ve ticarethanelerin konut dokunulmazlığından faydalanamayacağı kabul olunmakta idi. 5237 sayılı TCK’da ise 116. maddesinin üçüncü fıkrası, suçun konusu bakımından farklı bir hüküm içermektedir. Buna göre, birinci fıkrada tanımlanan fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Burada kanun bireyin iş dokunulmazlığını da, korunacak hukuki yarar olarak görmüştür. Böylece işyeri dokunulmazlığı, geniş anlamıyla özel hayatın gizliliği ve korunması başlığı altında gerçekleşen mesleki faaliyetleri ve mesleki icra alanlarını güvence altına almıştır.
İşyerine karşı, bu suçun işlenebilmesi için öncelikle birinci fıkradaki koşulların gerçekleşmesi gerekir.
Ayrıca bu yerin bir işyeri tanımına uygun olması gerekir. İşyeri, işin yapıldığı yerdir. Bu anlamda iş yapılan, konut dışındaki her yer işyeridir. İş yapılmayan depoların bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini düşünmekteyiz. Konutun içinde veya eklentisinde iş yapılıyorsa, artık ikinci fıkraya gitmeye gerek yoktur. Burası konut sayılacaktır. Örneğin evin alt katında halı dokuması veya araba yıkama yeri varsa buralar aynı zamanda konut ve eklentisi kapsamında olduğundan, burası işyeri olmasaydı bile, buraya yönelik suç işlenmesi olanağı bulunduğundan, girilmesi durumunda konut veya eklentisine girilmiş olarak değerlendirilecektir.
İşyerinin dokunulmazlıktan faydalanması için, bu yere “açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesinin olağan olmaması” gerekir. Kural olarak işyerleri herkesin gelip girebileceği, alışveriş yapabileceği, sunulan hizmeti alabileceği yerlerdir. Açık bir rızaya gerek duyulmaksızın, işleteninin zımni olarak girilmesine izin verdiği yerlere örnek olarak, süper marketler, dükkânlar, mağazalar, manavlar, kasaplar, lokanta, tiyatro, kahvehane, bar, hastane, banka şubesi, sinema, alışveriş merkezleri vb yerler verilebilir. Bu yerlere de, halka açık olan saatlerde girilmesi suç oluşturmayacaktır. Bu tür yerler bireylerin girmeleri, belirli bir süre içeri de kalmaları veya çıkmaları konusunda, hak sahibinden izin alınmasını gerektirmeyen yerlerdendir. Kapandığı saatten sonra veya açılmadan önce buralara girilmesi halinde, işyerinin dokunulmazlığını ihlal suçu oluşacaktır.
İşyerleri “açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi olağan olmayan” yerlerden ise, örneğin doktorun muayenehanesi, avukatın bürosu, şirket binaları, işyerinin atölye kısmı, lokantamn mutfak kısmı gibi, buralara girilmesi konusunda kural olarak işyeri sahibinin rızasının olmadığı varsayılır. Ancak işyeri sahibi açık rıza gösterirse, buralara girmek mümkün olacaktır. Bu nedenle rıza olmadan buralara girilmesi işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunu oluşturacaktır.
Örneğin kural olarak lokanta mutfağına herkes giremez. Ancak iş sahibi mutfağın istenildiğinde girilebileceğine dair levha koymuşsa veya tuvalete mutfak içinden geçiliyorsa, bu durumda buralara girmek suç oluşturmayacaktır.
İşyerinin eklentisi de, konutun eklentisi gibi düşünülüp, eğer buraya girilmesi işyerinde bulunanların, orayı işletenlerin huzur ve sükûnunu bozuyorsa, eklenti sayılacak ve buralar da, korumadan faydalanacaktır.
Resmi dairelere karşı bu suçun herkesin ortak kullanımında bulunan yerlerde işlenemeyeceği, ancak görevlilerin kendisine tahsis edilmiş özel odalarında işlenmesinin söz konusu olabileceği, bunun dışında, resmi bir kuruma ait olan binaya kapalı bulunduğu saatten sonra dışarıdan birisi girerse, bu suçun oluşabileceği öğretide kabul edilmektedir.
Bir okulun gündüz saatlerinde ve eğitime açık zaman diliminde mutat olarak girilmeye elverişli ve izinle girilmeyecek yerlerden olduğu, herkesin gidip orada iş ya da işlemini yaptırabileceği açık iken, geceleyin ya da kapalı bulunduğu veya eğitim yapılmakta olan zamanlarda, mutat olarak girilmeye elverişli olmadığı gibi, eğitim yapılan sınıf, toplantı yapılan öğretmenler odası vb. yerlerin, izin istemine gerek olmadan, herkesin her zaman istediği şekilde girebileceği yerlerden olduğundan da söz edilemeyeceği kabul edilmelidir.
İşyeri dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşabilmesi için,
1-Suç yerinin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerlerden olmamasını,
2-Mağdurun rıza dışı girilen yerde çalışma ve iş yapma yükümü ya da hakkının bulunmasını,
3-İzinle girilmişse, rıza dışında ve kendisine çıkması söylendiği halde orada kalmayı ya da varsayılan rızasızlık olarak belirtebileceğimiz bir suç eyleminin kendisine karşı gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, maddi olayda, müşteki sınıf öğretmeni olan Ş.. G..’in, Mareşal Fevzi Çakmak İlköğretim Okulunda suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç..’nin kardeşi olan M.. Ç..’nin sınıfında Halk Kültürü dersini anlattığı sırada, derste bulunan sınıf öğrencilerinden M.. Ç.. ve O.. A..’ın birbirleriyle kavga etmeleri üzerine, müşteki öğretmenin kavgayı ayırmaya çalıştığı, O.. A..’ı sıranın kenarına çektiği, M.. Ç..’yi de kendi sırasına çekmeye çalıştığı sırada M.. Ç..’nin müştekinin ellerini ittirerek sınıfı terkettiği ve müştekinin sınıfta dersi devam ettirdiği sırada, suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç..’nin bağırarak sınıfa girdiği, müştekiye hitaben, kardeşi Mevlüt Çifci’yi göstererek “kim buna karıştı” dediği, suça sürüklenen çocuğun müştekiye “deşerim seni sen benim kim olduğumu bilmiyorsun” diyerek tehditte bulunduğu, müştekiye vurmak için elini kaldırdığı ancak vurmadığı, müşteki öğretmenin ve sınıfta bulunan öğrencilerin korkudan bağırmaları üzerine müştekiye hitaben “seni öldürürüm deşerim” diyerek tehditlerine devam ettiği ve daha sonra da kardeşi M.. Ç.. ile birlikte okuldan gittikleri şeklinde gerçekleşen eylemde,
Suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç..’ni, müştekinin sınıfta öğretmen olarak halk kültürü dersi verdiği sırada, müştekinin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerlerden olmayan sınıfa girerek müştekiye yönelik sarf ettiği sözleri sonrasında, müşteki tarafından sınıftan çıkması istendiği halde suça sürüklenen çocuk Çağrı’nın sınıftan çıkmayarak TCK 116/2 maddesinde yazılı işyeri dokunulmazlığını ihlal suçunu işlediği kabul edilmelidir.
İş yeri dokunulmazlığını bozma suçuyla ilgili olarak da suça sürüklenen çocuğun, kardeşinin sınıfında başka bir öğrenci ile arasında geçen tartışma sonrasında öğretmenin kendisini dövdüğünü ve bu nedenle okuldan ayrılıp haber vermeye geldiğini söyleyen kardeşinin bu beyanı üzerine öğretmeniyle konuşmak amacıyla eğitim aldığı okula gidip sınıfa girdiği ve ders yapmakta olan mağdurla tartışıp tehdit ettiği okulun ve sınıfın öğrenci yakınları tarafından gidilmesi mutad yerlerden olması karşısında, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşmayacağı, şeklindeki Yüksek 4.Ceza Dairesinin gerekçesinin hukuka aykırı nitelikte olduğu gözetilmelidir
Bu itibarla, Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/04/2015 gün ve 2014/43119 Esas, 2015/27006 Karar Sayılı ve suça sürüklenen Ç.. Ç..’nin eyleminin, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunun oluşmayacağı şeklinde verilen bozma kararının, itirazen kaldırılması istemiyle, anılan karara itiraz edilmiştir.
Sonuç ve istem: Yukarıda açıkalanan nedenler ve tüm dosya kapasımına göre,
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/04/2015 gün ve 2014/43119 Esas, 2015/27006 Karar sayılı ve suça sürüklenen Ç.. Ç..’nin işyeri dokunulmazlığının ihlali suçuna yönelik verilen bozma kararının KALDIRILMASINA,
3-Eskişehir Çocuk Mahkemesinin 22/03/2013 tarih ve 2012/962 Esas ve 2013/698 Karar sayılı ilamıyla suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç.. hakkında verilen mahkumiyet kararının ONANMASINA,
4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi,
itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan suça sürüklenen çocuk Ç.. Ç.. hakkında verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair, Dairemizin 15.04.2015 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 02.07.2014 tarih ve 2014/16 Esas, 2014/343 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, kural olarak iş yerleri; sahibi ya da çalışanlarının iznine ihtiyaç duyulmaksızın, zımni bir rızanın varlığı kabul edilerek herkesin girebileceği ve sunulan hizmeti alabileceği, lokanta, dükkân, mağaza, manav, kasap, alışveriş merkezi, tiyatro, kahvehane, hastane, banka şubesi, sinema, okul gibi yerlerdir. Belirtilen yerlere halka açık bulundukları sırada veya mesai saatleri içinde girilmesi suç teşkil etmeyecektir. Ancak kapalı oldukları saatlerde, örneğin; öğle saatlerinde veya işyeri açılmadan önce yahut kapandıktan sonra girilmesi durumunda, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçu oluşacaktır.
Maddenin iş yeri dokunulmazlığının ihlalini düzenleyen ikinci fıkrasının gerekçesinde ise; “Birinci fıkrada tanımlanan fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentileri hakkında işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu fıkranın uygulanmasında, birinci fıkrada söz konusu olan koşullar aranacaktır. Niteliği itibarıyla açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi alışılmış, mutat olan yerler dışında kalan yerlere rıza olmaksızın girilmesi bu suçu oluşturacaktır. Avukatlık bürosu ve özel muayenehane bu gibi izinle girilmesi gereken yerlere örnek olarak gösterilebilir. Keza herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlere, söz gelimi süpermarketlere, dükkânlara, mağazalara, halka açık olmadıkları zamanlarda, mesela mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi halinde de bu suç oluşacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar” biçimindeki açıklamalara yer verilmiştir.
Bir okulun gündüz saatlerinde ve eğitime açık zaman diliminde mutat olarak girilmeye elverişli ve izinle girilmeyecek yerlerden olduğu, herkesin gidip orada iş ya da işlemini yaptırabileceği açıktır. Ancak geceleyin ya da kapalı bulunduğu zamanlarda herkesin istediği şekilde girebileceği yerlerden olduğundan söz edilemez. Nitekim madde gerekçesi, mutat olarak girilebilen işyerlerine gündüz ya da çalışma saatlerinde girilmesinin hak sahibinin örtülü rızası nedeniyle suç oluşturmayacağını, ancak halka açık olmayan, çalışma saatleri dışında girilmesinin işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacağını vurgulamaktadır. Bu kapsamda Ceza Genel Kurulunun 10.04.2012 gün ve 141-142 sayılı kararında devlet hastanesi; 10.06.2014 gün ve 157-314 sayılı kararında emniyet trafik tescil şubesi; 17.06.2014 gün ve 24-337 sayılı kararında da; adliye işyeri olarak TCK’nun 116/2. maddesi kapsamında kabul edilmiştir.
Somut olayda, suça sürüklenen çocuğun, kardeşinin sınıfında başka bir öğrenci ile arasında geçen tartışma sonrasında öğretmenin kendisini dövdüğünü ve bu nedenle okuldan ayrılıp haber vermeye geldiğini söyleyen kardeşinin bu beyanı üzerine öğretmeniyle konuşmak amacıyla eğitim aldığı okula gidip sınıfa girdiği ve ders yapmakta olan mağdurla tartışıp tehdit ettiği, okulun ve sınıfın öğrenci yakınları tarafından gidilmesi mutad yerlerden olması ve mutad bir zaman diliminde bu ortamda bulunulması, ayrıca burada bulunduğu sürenin kısalığı, sınıftan çıkmasının istenmesinden sonra uyarıya intibak ile intikal ve terk için gerekli makul sürenin de henüz geçmediğinin anlaşılması karşısında,
Dairemizin 15.04.2015 gün ve 2014/43119 esas, 2015/27006 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.