Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/16748 E. 2015/37252 K. 05.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16748
KARAR NO : 2015/37252
KARAR TARİHİ : 05.11.2015

Tebliğname No : KD – 2012/58240

Yaralama suçundan sanık M.. K.. hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.12.2011 gün ve 2010/888 esas, 2011/698 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 22.04.2015 gün ve 2013/12873 esas, 2015/27690 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar M.. K.. ve M.. K.. hakkında katılan M.. F..’a yönelik yaralama suçlarndan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların niteliğine göre karara karşı, yalnızca itiraz yolu açık olduğu ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, katılan M.. F.. vekilinin tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Öbür hükümlere yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
a) Sanık M.. K..’ya yükletilen yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
b) Sanıklar hakkında tehdit, ayrıca sanıklardan M.. K.. ve M.. K.. hakkında katılan M.. F..’a yönelik yaralama suçlarından verilen beraat hükümlerinin de usul ve Kanuna uygun olduğu,
Anlaşıldığından, katılanlar Mehmet ve M.. F.. vekili ve sanık M.. K.. müdafiininin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/06/2015 gün ve 2012/58240 sayılı yazısı ile;
“TCK.nun 37/1 maddesi “Suçun kanunî tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.” hükmünü, TCK.nun 86/3 maddesi “Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silâhla,
İşlenmesi hâlinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” hükmünü içermektedir.
10/11/2010 günü sanıkların da evinin bulunduğu sokaktan motosikletleri ile geçen katılanların tanık K.. A..’ın evinin önünde bir süre tanıkla sohbet ettikten sonra yollarının devam ettirdikleri sırada sanık M.. K.. ve oğulları olan diğer sanıklar Mustafa ve Mahmut tarafından önleri kesilerek sanık Musa’nın kızı, diğer sanıkların kardeşi olan F.. K..’ya laf attıkları gerekçesi ile sanıklarca darp edildikleri, eylem sırasında sanık Musa’nın sopa ile vurarak katılan M.. F..’da sol olekranon kırığına neden olacak şekilde kasten yaralanmasına neden olduğu, diğer sanıkların da elleri vurarak suçu sanık Musa ile birlikte gerçekleştirdikleri somut olayda, iddianamede gösterilen sevk maddeleri arasında TCK.nun 86/3-e maddesi yer almasa da olayın anlatımında eylemin sopa ile gerçekleştirildiğinin açıkça anlatıldığı, katılanların tüm aşamalarda eylemde sopa kullanıldığına dair ısrarlı iddialarının tanık K.. A.. tarafından da hem kollukta, hem de duruşmadaki yeminli anlatımıyla doğrulandığı, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen Sanık M.. K..’nın sopa ile gerçekleştirdiği bu eylemden, eyleme, elleri ile katılan M.. F..’a vurarak katılan ve fiil üzerinde tam bir hakimiyet sağlayan diğer iki sanığın da sorumlu tutulmaları gerektiği, nitekim mahkemenin de tüm sanıklar hakkında TCK.nun 37/1 maddesi yollaması ile fail olarak hüküm kurduğu, sanıklardan Musa ve Mahmut hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği, Yüksek Daire tarafından mahkemenin kabulü doğrultusunda sanık M.. K..’nın fail sıfatıyla suça katıldığının kabul edilerek hükmün onandığı gözetildiğinde, katılan da meydana gelen kemik kırığının niteliğine göre silahtan sayılması gerektiği konusunda hiç şüphe bulunmayan sopanın olayda kullanılmasından dolayı sanık hakkında TCK.nun 86/3-e maddesi gereğince uygulama yapılmayarak eksik ceza tayin edilmiş olması nedeniyle eksik ceza içeren mahkumiyet hükmünün onanmasına dair Yüksek Daire kararına itiraz etmek gerekmiştir.
Öte yandan Yüksek Daire karar başlığında maddi hataya müsteniden yanlış gösterilen suç tarihinin düzeltilmesinin de talep edilmesi gerekmiştir.
Sonuç ve istem: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 22/04/2015 gün ve 2013/12873 Esas, 2015/27690 Karar sayılı karar başlığında 20/11/2009 olarak gösterine suç tarihinin 10/11/2010 olarak düzeltilmesi,
2- Sanık M.. K.. hakkında katılan M.. F..ı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün onanmasına dair Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 22/04/2015 gün ve 2013/12873 Esas, 2015/27690 Karar sayılı kararının KALDIRILMASI, hükmün BOZULMASI,
İtiraz kabul edilmediği takdirde, itiraz hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na TEVDİİ,
İtirazen arz ve talep olunur..” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, karar başlığındaki suç tarihinin düzeltilmesine ve yaralama suçundan sanık M.. K.. hakkında katılan M.. F..’a karşı verilen mahkumiyet kararının onanmasına dair, Dairemizin 22.04.2015 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
a) 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1 maddesine, 5560 sayılı Kanun ile eklenen son cümlesinde “Yargıtay ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulu kararlarındaki yazıma ilişkin maddi hataların düzeltilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ilgili ceza dairesi veya Ceza Genel Kuruluna başvurabilir.” hükmü yer almaktadır.
İncelenen somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/58240 sayılı tebliğnamesiyle temyiz incelemesi için Dairemize gönderilen, Konya 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.12.2011 gün ve 2010/888 esas, 2011/698 karar sayılı dosyasında, tebliğnamedeki istek yerinde görülerek, Dairemizin 22.04.2015 gün ve 2013/12873 esas,
2015/27690 sayılı ilamı ile karar
vermeye yer olmadığı ve onama kararı verildiği, ancak kararda maddi hata sonucu suç tarihinin “10/11/2010” yerine, “20/11/2009” olarak yanlış yazılmış olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi uyarınca,
Dairemizin 22.04.2015 gün ve 2013/12873 Esas, 2015/27690 Karar sayılı ilamının başlığında yer alan suç tarihine ilişkin yazım hatasının, “20/11/2009” yerine, “10/11/2010” olarak DÜZELTİLMESİNE,
b) M.. K.. hakkında katılan M.. F..’a yönelik yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükmünün onanmasına dair karara karşı yapılan itiraza gelince;
Sanık Musa’nın kızı, diğer sanıkların kardeşi olan F.. K..’nın çöp dökmek üzere dışarı çıktığında katılanların laf atmaları ve tanığın da bağırması üzerine önce sanıklardan M.. K..’nın katılanların peşinden koştuğu, sonrasında da sanıklar M.. K.. ve M.. K..’nın katılanlara doğru koşarak sanık Musa’nın sopa ile diğer sanıkların ise elleriyle vurmak suretiyle katılan M.. F..’ı yaraladıkları olayda, tüm sanıkların önceden ortaklaşa karar alarak eylemleri gerçekleştirdiklerine dair dosyada delil bulunmadığı, ani olarak gelişen olay sırasında sanıkların eylemlerinin ayrı ayrı ve belirlenebilir durumda olduğu ve her sanığın kendi eyleminden sorumlu tutulması gerektiğinin anlaşılması karşısında, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık M.. K..’nın sopa ile vurarak kemik kırığı olacak şekilde yaralamasından dolayı TCK’nın 86/3-e maddesiyle yapılacak artırımın bu sanık yönünden yapılması gerektiği, esasen inceleme dışı bırakılan sanık M.. K.. ile hakkında itiraz başvurusu yapılan M.. K..’nın elleri ile vurmak suretiyle katılan Mehmet’i yaralama eylemleri nedeniyle TCK’nın 86/2 maddesine göre uygulama yapılması gerektiği, ancak suç niteliğine yönelik bu farklı düşüncenin de itirazı inceleyecek Yüksek Ceza Genel Kurulu’nda yapılacak inceleme sırasında ayrıca değerlendirilmesi gerektiği, öte yandan birden fazla kişi tarafından ortak suç işleme kararı bulunmayan ve icra hareketlerinin müşterek fail olarak gerçekleştirilmediği olayda sanık M.. K.. hakkında TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanma koşulu bulunmadığı anlaşılmakla,
Dairemizin 22.04.2015 gün ve 2013/12873 esas, 2015/27690 sayılı Kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanunun 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 05.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.