Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2015/15618 E. 2019/13661 K. 16.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/15618
KARAR NO : 2019/13661
KARAR TARİHİ : 16.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza verilmesine yer olmadığı

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanıklar …, … ve …’na yükletilen kasten yaralama suçlarından dolayı verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli olduğu,
Anlaşıldığından, tebliğnameye uygun olarak, sanıklar … ile … müdafilerinin ve sanık …’nun temyiz davası istekleri hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-27/12/2013 tarihinde usulüne uygun olarak tefhim edilen hükme karşı, 1412 sayılı CMUK’nın 310/1-2. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 24/01/2014 tarihinde suça sürüklenen çocuk … müdafii tarafından yapılan temyiz isteminin aynı Kanunun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
3-Suça sürüklenen çocuklar … hakkındaki tehdit, … hakkında hakeret ve tehdit suçlarında kurulan hükümlerin temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olan suça sürüklenen çocuklardan …’nun eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 106/2-c ve 125. maddelerinde düzenlenen tehdit ve hakaret suçları ve 15- 18 yaş grubunda bulunan … hakkında da TCK’nın 106/2-c maddesindeki tehdit suçundan öngörülen cezaların üst sınırına göre aynı Kanunun 66/1-e, aynı kanunun 66/2. maddeleri uyarınca hesaplanan 4 yıllık ve 5 yıl 4 aylık olağan zamanaşımının kararın verildiği 27/12/2013 tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunduğunun anlaşılması karşısında,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istemi yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE,
4-Sanıklar …, …, … ve …’na yükletilen hakaret suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığı hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik sanıklar …, …, … müdafilerinin ve sanık …’nun temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
5-Sanık … hakkında kasten yaralama ve tehdit ve diğer sanıklar …, … ve …’na yükletilen tehdit eylemlerinden kurulan hükümlerin temyizine gelince;
a-Sanıklar …, …, … ve … ile suça sürüklenen çocuk …’nın aşamalarda tehditte bulunmadıklarını savunmaları, suça sürüklenen çocuk …’in aşamalarda “bizi öldürmekle tehdit ettiler” şeklindeki beyanı, olay yerindeki tanık Lütfü’nün kovuşturma evresinde, tehdit içerikli sözler söyledikleri, soruşturma aşamasında ise suça sürüklenen çocuklar “… ve … ve …’i öldürmekle tehdit ettiler ancak diğer şahısların tehdit içerikli sözlerini duymadım” şeklindeki çelişkili anlatımı, diğer sanıklar ile suça sürüklenen çocuk …’in aşamalarda çelişkili anlatımları karşısında, tanık …’nün beyanlarının ne surette sanıkların ve suça sürüklenen çocuk …’nın beyanlarına üstün tutulduğu ve aniden meydana gelen tartışma sırasında bu sözleri sarfettiklerinin kabul edilmesi durumunda; sanıkların arasında birlikte tehdit suçları açısından, iştirak iradesi bulunup bulunmadığı hususu üzerinde durulup tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek, sanıkların hukuki durumlarının tayini gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
b-Sanıkların aşamalardaki beyanlarında, karşı tarafla aralarında miras meselesi yüzünden husumet bulunduğunu beyan etmeleri karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre TCK’nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün uygulanma ihtimalinin tartışılmaması,
c-…, …, … ve …’nun eyleminin sübutunun kabulü ile sanıkların tehdit eyleminin TCK’nın 106/1-1 cümle kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanıklara isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş ve o yer Cumhuriyet savcısı ile sanıklar …, …, … müdafilerinin ve sanık …’nun temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.