Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/53739 E. 2019/6043 K. 03.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/53739
KARAR NO : 2019/6043
KARAR TARİHİ : 03.04.2019

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde,
Kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık … müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B- Sanık hakkında, tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçların, TCK’nın 125/1-4 maddesi uyarınca hakaret ve aynı kanunun 106/1-1. cümlesi kapsamında tehdit olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, 106/1.1 maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunması, hakaret suçları önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, tehdit, ve hakaret suçları yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu
2-Kabule göre de;
a)Sanık hakkında denetim süresi içinde kasıtlı suç işlemesi sebebiyle hükmün açıklanmasına karar verilirken, 5271 sayılı CMK’nın 231/11. maddesinin 1. cümlesi gereğince hükmün açıklanmasıyla yetinilmesi yerine hapis cezasının paraya çevrilmesi,
b)Sanık hakkında TCK’nın 43. maddesi uyarınca artırım yapılırken Kanunda yer almayan 1/6 oranının uygulanarak cezanın tespiti,
c)Açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağından; duruşma açılarak kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve sanığın eylemi ile yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi yerine, açıklanan ilkelere uyulmadan verilen kararla Anayasanın 141/3 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 230, 232, 289/1-g (1412 sayılı CMUK’nın 308/7) maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,yeniden hüküm kurulurken 2-b bendi yönünden, 5320 sayılı Yasanın 8/1 maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMK ‘nun 326/son maddesinin gözetilmesine, 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi