Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/51464 E. 2015/2369 K. 29.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/51464
KARAR NO : 2015/2369
KARAR TARİHİ : 29.01.2015

Tebliğname No : KD – 2010/325141

Tehdit suçundan sanık Ş.. Ü.. hakkında yapılan yargılama sonunda, mahkumiyetine dair Ayancık Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 31.03.2010 tarih ve 2009/102 Esas 2010/94 Karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 27.10.2014 gün ve 2013/4911 Esas 2014/30564 Karar sayılı kararıyla;
“2-Tehdit suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanık Ş.. Ü.. ile aynı apartmanda oturan temyize gelmeyen sanık G.. K.. arasında geçen ve G.. K..’nın yaralanması ile neticelenen olay sonrasında, üst kattaki kardeşine kucağındaki çocuğu bırakarak tekrar alt kata inen sanık G.. K..’nın, sanık Ş.. Ü..’nün dairesinin kapısı tekmeleyip, ardından kırarak içeri girmesi ve sopayı Ş.. Ü..’den alarak onu yaralanması üzerine sanık Şengül’ün evdeki baltayı alarak G.. K..’ya yönelik olarak “bununla kafanı yararım, seni keserim” şeklindeki sözlerin kendisine vaki saldırının etkisiyle ve saldırının devamını engellemek bakımından söylenmiş olduğu ve tehdit suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden kanuni olmayan gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık Ş.. Ü..’nün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin HÜKMÜN BOZULMASINA” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/12/2014 gün ve 2010/325141 sayılı yazısı ile;
“İtiraza konu uyuşmazlığın, katılan sanık Ş.. Ü..’nün diğer katılan sanık G.. K..’ya yönelik eline balta alarak gerçekleştirdiği ve “bununla kafanı yararım, seni keserim” şeklindeki sözlerinin tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığına yöneliktir.
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Maddi olayda, katılan sanık Ş.. Ü..’nün katılan sanık G.. K.. ve kucağındaki çocuğun kafasına kum attığı, bu haksız fiilin meydana getirdiği hiddet ve elemin etkisiyle katılan sanık G.. K..’nın katılan sanık Ş.. Ü..’nün merdiven yanındaki camına tekme atarak kırdığı, daha sonra katılan sanık G.. K..’nın kucağındaki çocuğu ablasına bırakmak için merdivenlerden yukarı çıkarken ,katılan sanık Ş.. Ü..’ye ait daire kapısının tam önünden geçerken katılan sanık Ş.. Ü..’nün ağaç sopa ile katılan sanık G.. K..’nın kafasına ve kollarına vurarak hemen dairesine girip kapısını kilitlediği, bu eylem nedeniyle katılan sanık G.. K..’nın hayati tehlike geçirmeksizin, vücutta kemik kırılması oluşacak derecede yaralandığı, bu haksız fiilin etkisiyle katılan sanık G.. K..’nın katılan sanık Ş.. Ü..’nün dairesinin kapısını zorlayarak kapıyı kırıp evin içerisine girdiği ve Katılan sanık Ş.. Ü..’nün elinden ağaç sopayı alarak katılan sanık Ş.. Ü..’ye bu sopa ile vurarak etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilebilir derecede yaraladığı, bunun üzerine katılan sanık Şengül Ünlü’nün kapının arkasında bulunan baltayı katılan sanık G.. K..’ya doğrultarak “Bununla kafanı yararım, seni keserim” diyerek tehdit ettiği şeklinde gerçekleşen eylemler sonucunda;
Katılan sanık Ş.. Ü..’nün diğer katılan sanık G.. K..’ya yönelik elinde bulunan balta ile “bununla kafanı yararın, seni keserim” şeklinde sarf edilen sözlerin, TCK’nın 106/2-a maddesinde yazılı tehdit suçunu oluşturduğu, ancak ancak tehdit suçunun işlenmesinden önce, ilk haksız hareketin katılan sanık Şengül tarafından gerçekleştirilmiş isede; ilk haksiz eylem sonrasında, katılan sanık G.. K..’nın kendisine yönelik haksız eylemlerinin, ölçüsüz ve aşırı tepki içerdiği, öncelik ve sonralık durumları ile, birbirlerine etki ve tepki şeklinde geliştiği, ulaşılan vehamet düzeyi, etkileri ve dereceleri gözönüne alındığında, katılan sanık Gülseren’in haksız davranışa gösterdiği tepkide aşırılık ve açık oransızlık bulunduğu nedenle aşırı tepki sonucunda yeniden suç işleyen katılan sanık Ş.. Ü..’nün TCK’nın 29. maddesince etki ve tepki kuralına uygun biçimde haksiz tahrik hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmesi istemiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 27/10/2014 gün ve 2013/4911 Esas, 2014/30564 Karar sayılı bozma kararına itiraz edilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre;
1-İtirazımızın KABULÜNE,
2-Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 27/10/2014 gün ve 2013/4911 Esas, 2014/30564 Karar sayılı tehdit suçuna ilişkin bozma kararının KALDIRILMASINA,.
3-Ayancık Asliye Ceza Mahkemesinin 31/03/2010 tarih ve 2009/102 Esas ve 2010/94 Karar sayılı ilamında katılan sanık Ş.. Ü..’nün diğer katılan sanık G.. K..’ya elinde bulunan baltayı doğrultarak “Bununla kafanı yararım, seni keserim” şeklinde sözler sarf etmekten ibaret eyleminin TCK’nın 106/2-a maddesinde yazılı silahla tehdit suçunu oluşturduğu, ancak ilk haksız hareket katılan sanık Şengül tarafından gerçekleştirilmiş ise de; sonrasında diğer katılan sanık Gülseren’in eylemlerinin ölçüsüz ve aşırı tepki içerdiği, öncelik ve sonralık durumları ve etki tepki şeklinde geliştiği gözönüne alındığında katılan sanık Ş.. Ü..’nün TCK 29 maddesinde yazılı haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması gerektiği gözetilerek hükmün bu nedenle BOZULMASINA
4-İtirazımız kabul edilmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi; itirazen arz ve talep olunur” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- İTİRAZIN KAPSAMI
İtiraz, tehdit suçundan, sanık Ş.. Ü.. hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulmasına dair, Dairemizin 27/10/2014 tarihli kararına ilişkindir.
III- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 27.10.2014 tarih ve 2013/4911 Esas 2014/30564 Karar sayılı tehdit suçuna ilişkin bozma kararının KALDIRILMASINA,
Ayancık Asliye Ceza Mahkemesince verilen 31/03/2010 tarih ve 2009/102 Esas, 2010/94 Karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Katılan sanık G.. K..’nın, kucağında yeğeni ile oturduğu apartmanın kapısından çıkarken aynı apartmanın 1. katında oturan katılan sanık Ş.. Ü..’nün katılan sanık G.. K.. ve kucağındaki çocuğun kafasına kum attığı, katılan sanık G.. K..’nın kucağındaki çocuğu ablasına bırakmak için merdivenlerden yukarı çıkarken, katılan sanık Ş.. Ü..’nün sopa ile katılan sanık G.. K..’ya vurup dairesine girdiği, bu haksız fiilin meydana getirdiği hiddet ve elemin etkisiyle katılan sanık G.. K..’nın katılan sanık Ş.. Ü..’nün dairesinin kapısını kırıp evin içerisine girdiği ve katılan sanık Ş.. Ü.. ile birbirlerini yaraladıkları, gürültüyü duyup gelen sanık Gülseren’in babası ve erkek kardeşinin Gülseren’i tutup evden çıkardıkları, bunun üzerine katılan sanık Ş.. Ü..’nün kapının arkasında bulunan baltayı alarak halen dairesinin önünde bulunan Gülseren’e “içeri girmeyin, üzerime gelmeyin, bununla kafanı yararım, seni keserim” dediğinin kabul edilmesi karşısında, olayın çıkış ve bu tarzın gelişme nedeni sanık Şengül’ün eylemleri olsa da, sanık G.. K..’nın kendisine yönelen haksız eylemlerden sonra kucağındaki çocuğu kardeşine bırakması ve diğer sanık Şengül’ün de evine kapıyı kırıp girmesi akabinde, yukarıda zikredilen eylemleri gerçekleştirmesinin ölçüsüz ve aşırı tepki niteliğinde oluşu gözönünde bulundurulduğunda sanık Şengül’ün tehdit eylemi için TCK’nın 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık Ş.. Ü..’nün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden itiraz yazısına uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 29/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.