Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/45937 E. 2015/27193 K. 16.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/45937
KARAR NO : 2015/27193
KARAR TARİHİ : 16.04.2015

Tebliğname No : KYB – 2014/364357

Tehdit ve hakaret suçlarından sanık Avukat.., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nun 106/1, 125/1-2, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince, 5 ay hapis ve 1.500 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5-8. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair, … Sulh Ceza Mahkemesinin 23/01/2014 tarihli ve 2013/506 esas, 2014/56 sayılı kararına, üst Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin, … Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2014 tarihli ve 2014/35 değişik iş sayılı kararının,… Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/11/2014 gün ve 364357 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:

İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın, alacaklı … vekili sıfatı ile .. icra Müdürlüğünün 2013/87 sayılı dosyası üzerinde yürüttüğü icra takibi sırasında, 02/03/2013 tarihinde müşteki ile yaptığı telefon görüşmesinde kendisine hitaben “…ne diyon lan oğlum” şeklinde sözler söylediği gibi, aynı gün müştekinin kullandığı cep telefonuna “la erkekmisin a..ck. seni top edecem. az erkek ol. nerdesin i…e. seni s…ğim yerini söyle” şeklinde mesajlar gönderdiği iddia edilmiş ve durum soruşturmayı gerektirir nitelikte görülmüş olduğundan, … Barosuna kayıtlı Avukat … hakkında, … Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yapılmak üzere 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesi gereğince izin verilmesi ve Bakanlık oluruna dair 10/05/2014 olur tarihli, 68215580-101-05-06-3688-2013/16984 sayılı yazısı öncesi; …Cumhuriyet Başsavcılığının 27/08/2013 tarihli ve 2013/2312 soruşturma, 2013/665 esas sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasına ilişkin, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. ve 59. maddeleri uyarınca, avukatların avukatlık veya Türkiye… Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılması …Bakanlığının iznine tâbi olduğu hususu dikkate alınmaksızın, yapılan yargılama sonucu verilen karara yönelik itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:

Sanık Avukat ….’nun, alacaklı vekili sıfatıyla … İcra Müdürlüğünün 2013/87 sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibiyle ilgili olarak, araç haczi nedeniyle gündüzleyin müştekiyle yaptığı telefon görüşmesi sırasında tartışması nedeniyle, gece saatlerinde mesaj göndermek suretiyle ona hakaret ve tehdit ettiği iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, savcılığın 01/04/2013 tarihli fezlekesi ile sanık hakkında soruşturma izni istendiği, …Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 10/05/2013 tarihli oluru ile soruşturma izni verilmesi üzerine, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 27/08/2013 tarihli iddianamesi ile hakkında hakaret ve tehdit suçlarından dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda … Sulh Ceza Mahkemesinin 23/01/2014 tarihli kararı ile her iki suçtan cezalandırılmasına karar verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, üst Cumhuriyet Savcısının karara itirazı üzerine, merci … Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2014 tarihli kararıyla itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı, 1136 sayılı Avukatlık Kanunundaki izin prosedürünün yerine getirilmediği gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Avukat olan sanığın icra işlemleri nedeniyle tartıştığı müştekiye karşı işlediği iddia olunan hakaret ve tehdit suçlarına yönelik kovuşturmanın, genel hükümlere göre mi yoksa, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58 ve 59. maddeleri uyarınca, … Bakanlığının vereceği izin üzerine mi yürütüleceğine ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:

Kanun koyucu avukatların görevinden doğan veya görevi sırasında işlemiş olduğu suçların soruşturması ve kovuşturmasında genel hükümlerden ayrılarak özel düzenlemeler öngörmüştür. “Avukatlık mesleğinin kanunlarda öngörülen biçimde, yargı bağımsızlığı ilkesine uygun olarak faaliyet gösterilebilmesi için, avukatların çeşitli açılardan bağımsızlıklarının sağlanması gerekir. İlk olarak avukatlık, yasama ve yürütmeye karşı bağımsız olmalı, bu organların tesirine karşı korunmalıdır. Diğer taraftan avukatlık mesleğinin, işlevine katkıda bulunduğu yargı organına karşı da korunması gerekir. Son olarak, mesleğin toplumsal baskılara karşı korunması da, bağımsızlığının sağlanması adına önemlidir. Belirtilen nitelikleri ve bağımsızlık özelliği bakımından, avukatların görev sırasında veya görevden doğan suçlardan dolayı işledikleri suçların soruşturulması ve kovuşturulmasının özel bir yargılama usulüne tabi tutulması gerekmiştir.” (Hasan Tahsin Gökcan; Avukatlık Yasası, Seçkin Yayınları, Ankara 2012, s:54)
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye..ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, … Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya … Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir……..Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır.(Ek cümle: 02/05/2001 – 4667/38. md.) Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir” hükümleri yer almaktadır.
Görüldüğü üzere avukatların işlemiş oldukları suç nedeniyle özel hükümlerin uygulanabilmesi için, suçun görevden doğan veya görev sırasında işlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosyada; sanık avukatın alacaklı vekili sıfatıyla … İcra Müdürlüğünün 2013/87 sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibiyle ilgili olarak, araç haczi nedeniyle gündüzleyin müştekiyle yaptığı telefon görüşmesi sırasında tartıştıkları, daha sonra müştekinin kendisine hakaret ettiğini iddia eden sanık avukatın, bu olayın tesiri altında gece 02:42 ile 02:54 saatleri arasında sekiz adet mesaj göndererek ona hakaret ve tehdit ettiği, dosya içeriği, mesaj tespit tutanağı ve ifadelerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda sanık avukatın hakaret ve tehdit içeren sözlerinin, göreviyle ilgili bir konudan kaynaklanan tartışmanın devamı sırasında gerçekleştiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak kanun koyucu eylemin yalnızca görevle ilgili bir konudan kaynaklanmasını yeterli görmemiş, bunun yanında eylemin görevden doğan veya görev sırasında işlenmesini aramıştır.
Olay görev sırasında gerçekleşmediğinden, “görevden doğan” ibaresinin üzerinde durulmalıdır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Yalnız avukatların yapabileceği işler” başlıklı 35. maddesinde: “Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.
Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmi dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Avukatların, Avukatlık Kanunu kapsamındaki tüm görevleri nedeniyle işledikleri suçların soruşturulması ve kovuşturulması özel hükümlere tabidir. Diğer bir deyişle avukatlık sıfatıyla kanunen üstlenilen görevler dolayısıyla işlenen suçlar, görevden doğan suç kapsamına girmektedir, zira Kanun gereği bu görevler yalnızca avukatlar tarafından yerine getirilmektedir.
Görevi sebebiyle işlenen suç kavramının ele alındığı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.02.2004 gün ve 2004/2-10 esas ve 2004/40 karar sayılı kararında da; “Yasada geçen “görev sebebiyle işlenen suç” kavramının, memuriyet görevinden doğan, görev ile bağlantılı ve görevden yararlanılarak işlenebilen suçları, başka bir anlatımla sadece memurlar tarafından işlenebilen, failin memur olmasının suç tipinde kurucu unsur olarak öngörüldüğü suçları ifade ettiği sonucuna varılmaktadır.” görüşlerine yer verilmiştir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık avukatın haciz işlemleri nedeniyle gündüzleyin tartıştığı müştekiye, gece 02:42 ile 02:54 saatleri arasında sekiz adet mesaj göndererek ona hakaret ve tehdit etmesi şeklinde tezahür eden eyleminin, görev sırasında işlenmediği gibi, Kanunda yalnızca avukatlar tarafından yapılabilecek görev tanımı içerisinde yer almadığı ve failin avukat veya yargı görevi yapan olmasının suç tipinde kurucu unsur olarak öngörüldüğü suçlar kapsamında da bulunmadığı anlaşıldığından, soruşturma ve kovuşturma izni alınmasının gerekmediği, bu çerçevede genel hükümler uygulanarak verilen kararın hukuka uygun olduğu belirlendiğinden, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.