Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/35847 E. 2015/25379 K. 26.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/35847
KARAR NO : 2015/25379
KARAR TARİHİ : 26.03.2015

Hakaret ve tehdit suçlarından sanık .., 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1, 125/1 ve 43/1. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ve 3 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/200 esas, 2006/335 sayılı kararı tekerrüre esas olduğundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına dair, Erciş Sulh Ceza Mahkemesinin 14/03/2013 tarihli ve 2012/101 esas, 2013/127 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14/07/2014 gün ve 252672 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Sanığın tekerrüre esas alınan Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/200 esas, 2006/335 sayılı kararı ile verilen 240,00 Türk lirası adlî para cezasının, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 305/1-l. bend gereğince kesin olduğu ve aynı madde son fıkra uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:

Hakaret ve tehdit suçlarından sanık …. hakkında yapılan yargılama sonucunda, Erciş Sulh Ceza Mahkemesinin 14/03/2013 tarihli kararı ile, her iki suçtan hapis cezasıyla cezalandırılmasına, Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/200 esas, 2006/335 sayılı kararı tekerrüre esas olduğundan, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, yoklukta verilen ve tebliğ edilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Mahkemece mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasına esas alınan ilamın, tekerrür koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:

5237 sayılı TCK’nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz…
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir…” hükümlerine yer verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen bir suç nedeniyle mahkum edilmiş olma, bu hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi ve yeni suçun belirli süreler içerisinde işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
5219 sayılı Kanun ile değişik 1412 sayılı CMUK’nın 305/2. maddesinde, (Anayasa Mahkemesinin 23/07/2009 tarihli ve 2006/65 E, 2009/114 K. sayılı iptal kararı öncesi) “İki milyar liraya kadar (iki milyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler, temyiz olunamaz.” Aynı Kanun maddesinin son fıkrasında ise, “Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. Ancak haklarında 343. madde hükümleri dairesinde Yargıtay’a başvurulabilir.” hükümleri yer almaktadır.
Ancak, 647 sayılı Kanun’un 4/4. maddesinde, “Uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen para cezası veya tedbirdir. Bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre hapis cezası 647 sayılı Kanun’un 4. maddesi uygulanarak para cezasına çevrilmiş ise, bu hüküm ceza miktarına bakılmaksızın temyiz edilebilir niteliktedir.
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece tekerrüre esas alınan ilamın, Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/200 esas, 2006/335 sayılı kararı ile görevli memura hakaret suçundan, 765 sayılı TCK’nın 266/1, 59, 81 ve 647/4. maddeleri uygulanarak, hapis cezasından çevrilme 528 TL adli para cezasına ilişkin olduğu, bu cezanın, 26/01/2009 tarihinde kesinleştiği ve 29.05.2009 tarihinde infaz edildiği, infaz tarihi üzerinden 3 yıl geçmeden inceleme konusu suçun işlendiği anlaşılmaktadır.
Anılan ilamın hüküm tarihi itibariyle 2.000 TL’nin altında kaldığı anlaşılmış ise de, 765 sayılı TCK hükümleri uygulanarak hükmolunan hapis cezasının, 647 sayılı Kanun’un 4. maddesi uygulanarak adli para cezasına çevrildiği, bu nedenle 647/4-4. maddesi hükmüne göre cezanın kesin nitelikte olmadığı anlaşıldığından, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/200 esas, 2006/335 sayılı kararının tekerrüre esas olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.