Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/35707 E. 2018/21935 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/35707
KARAR NO : 2018/21935
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Şantaj, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yapılan incelemede;
1-Sanığın aşamalarda üzerine atılı şantaj suçunu kabul etmemesi, kovuşturma evresinde müştekiye yönelik hakaret eylemini ikrar etmesi karşısında, sanığın şantaj suçunu işlediğine ilişkin müştekinin soyut iddiası dışında hangi delillere dayanıldığı gösterilmeden ve müştekinin anlatımlarına ne suretle üstünlük tanındığı açıklanmadan, yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi,
2-TCK’nın 107/1. maddesinde düzenlenen şantaj suçunun maddi unsuru, sanığın yapmaya hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından söz ederek, bu durumları mağdur üzerinde baskı aracı olarak kullanıp mağduru kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlamaktır.
Somut olayda, sanık ile müştekinin arkadaş oldukları ve ayrıldıktan sonra sanığın müştekiyi telefon ile arayarak şantaj ve hakaret içeren sözler söylediğinin kabul edilmesi karşısında, söylendiği iddia ve kabul edilen sözlerin ne şekilde şantaj suçunun unsurlarını oluşturduğu tartışılıp açıklanmadan ve eylemin TCK’nın 106/1-1. cümlesine uyan tehdit suçunu da oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmeden yasal olmayan gerekçe ile şantaj suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
3- iki numaralı bozmaya uyulması ve tehdit suçunun sabit olduğunun kabul edilmesi durumunda;
a-Tehdit suçu bakımından; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu, hakaret suçu yönünden ise, uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, yeni düzenleme karşısında bu suç yönünden de uzlaşma önerisinde bulunulması gerektiği anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,

./..

-2-

b-Sanık hakkında aynı mağdura yönelik 18/12/2011 tarihli tehdit eyleminden açılan davanın … 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/187 Eas 2017/580 Karar sayılı dosyasında tehdit suçundan karar verilmesi karşısında, eylemlerin zincirleme suç uygulaması kapsamında kalıp kalmayacağının belirlenmesi bakımından her iki dava dosyasının birleştirilmesi ve kanıtlar birlikte değerlendirilerek hukuki kesinti ve eylemler arasındaki süre gözetilip TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanma olanağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.