Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/35158 E. 2015/27194 K. 16.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/35158
KARAR NO : 2015/27194
KARAR TARİHİ : 16.04.2015

Suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehdit suçundan şüpheli… hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/09/2013 tarihli ve 2012/4325 soruşturma, 2013/847 esas, 2013/380 sayılı iddianamenin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170/3. maddesine uygun bulunmadığından bahisle aynı Kanun’un 14. maddesi gereğince iadesine dair, … Asliye Ceza Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli ve 2013/336 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin,..Ağır Ceza Mahkemesinin 06/11/2013 tarihli ve 2013/1241 sayılı kararının, …. Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/06/2014 gün ve 237315 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:

İstem yazısında; “… Asliye Ceza Mahkemesince, yabancı uyruklu olan şüphelinin Türkiye’de bulunmadığı, şüpheli hakkında yabancı ülkede hüküm verilip verilmediğinin araştırılmadığı ve 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 14. maddesi gereğince kamu davasının yetkili mahkeme tespit edilmeksizin açıldığından bahisle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de,
1-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 12/1-2. maddelerinde “(1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye’nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması… Bakanının istemine bağlıdır. (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve failin Türkiye’de bulunması hâlinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine fail, Türk kanunlarına göre cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, bahse konu olayda yabancı uyruklu şüphelinin Türkiye’de bulunması ve üzerine atılı bulunan suçtan yabancı ülkede hakkında hüküm verilmemiş olması şartlarının yargılama şartlarından olduğu ve Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yerine getirilmeksizin kamu davasının açılabileceği, kaldı ki şüpheli … dosya kapsamında en son 03/07/2013 tarihinde… … havaalanından yurt dışına ayrılış yaptığının tespit edildiği ve yabancı şüphelinin Türkiye’de bulunma şartının gerçekleştiğinin sabit olduğu, şüpheli hakkında üzerine atılı bulunan suçtan yabancı ülkede hüküm verilip verilmediği hususunun belirtildiği üzere, yargılama şartı olup kovuşturma aşamasında mahkemesince tespit edilebileceği,

2-Şüpheli …’un … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/266 esasına kayden görülen davanın 22/06/2010 tarihli duruşmasında, yerleşim yerinin … No. D:. adresi olduğunun belirtildiği, aynı adresin.. Cumhuriyet Başsavcılığının 26/09/2013 tarihli iddianamesinde de tespit edilerek belirtildiği ve şüphelinin yakalanmamış olduğu dikkate alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 14/1. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 13/3. maddesi gereğince yetkili mahkemenin ilk usul işlemlerinin yapıldığı yer olan Kemer ilçesi mahkemeleri olduğu, hususlarının gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:

Suç örgütlerinin isimlerini kullanarak tehdit suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, … Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 26/09/2013 tarihli iddianamenin,..Asliye Ceza Mahkemesince, yurtdışında suç işleyen yabancı uyruklu şüphelinin Türkiye’de bulunmadığı, şüpheli hakkında yabancı ülkede hüküm verilip verilmediğinin araştırılmadığı ve yetkili mahkeme tespit edilmeksizin dava açıldığı gerekçesiyle iadesine karar verildiği, Cumhuriyet Başsavcılığının iade kararına itirazı üzerine, itirazı inceleyen … Ağır Ceza Mahkemesince itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Tehdit suçundan yabancı uyruklu şüpheli hakkında düzenlenen iddianamenin, kovuşturma şartlarının gerçekleşmediği ve yetkisizlik gerekçesiyle iade edilmesi üzerine, bu karara karşı yapılan itirazın reddine dair merci kararının hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.

III- Hukuksal Değerlendirme:

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Yabancı tarafından işlenen suç başlıklı” 12. maddesinde; (1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye’nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması … Bakanının istemine bağlıdır.

(2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve failin Türkiye’de bulunması halinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin şikayeti üzerine fail, Türk kanunlarına göre cezalandırılır.” hükümlerine yer verilmiştir.

Buna göre yurtdışında Türk vatandaşının aleyhine 13. maddede yazılı suçlar dışında suç işleyen yabancı uyruklu şüpheli hakkında kovuşturma yapılabilmesi için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:
a) Suçun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik sahası dışında işlenmiş olması,
b) Türk vatandaşı olmayan bir kimse, yani yabancı tarafından işlenmiş olması,
c) Yurt dışında işlenen suçun, “Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suç” olması,
d) Yabancı ülkede işlenen suçun “bir Tiirk vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına” işlenmesi,
e) Failin Türkiye’de bulunması,
f) İşlenen suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması” gerekir.
Bütün bu şartların gerçekleşmesi halinde, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine Türkiye’de yargılama yapılabilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; müştekinin alacağını tahsil amacıyla Kiev/Ukrayna’da bulunduğu sırada şüpheli tarafından suç örgütlerinin adı kullanılmak suretiyle ve birlikte tehdit edildiği iddiasıyla şikayetçi olması üzerine, şüpheli …’un değişik tarihlerde yurda giriş ve çıkış yaptığı, son olarak 03.07.2013 tarihinde.. havalimanını kullanarak yurtdışına çıktığının belirlenmesi üzerine, savunması alınamadığı için hakkında yakalama kararı çıkarıldıktan sonra kamu davası açıldığı görülmektedir.
Ancak TCK’nın 12/2. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede, Türk vatandaşı aleyhine işleyen yabancı uyruklu şahsın yargılanabilmesi için, failin Türkiye’de bulunması ve bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması gerekmektedir. Bu hususlar kovuşturma şartı olduğundan bu şart gerçekleşmeden kamu davası açılmamalıdır.
Öte yandan, yabancı ülkede işlenen suçlarda yetkiyi düzenleyen CMK’nın 14/1, göndermesiyle 13/1-2 maddesine göre yetkili mahkemenin sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri, bu şekilde yerleşim yeri yoksa en son adresinin bulunduğu yer olduğu belirtilmiş, yetkinin belirlenememesi halinde ise, CMK’nın 14/3. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin Yargıtay tarafından belirleneceği düzenlenmiştir.
Somut olayda iddianamede şüphelinin adresinin …/… olarak gösterildiği, Türkiye’de adresinin olup olmadığının araştırılmadığı görülmektedir.
Sonuç olarak, yurtdışında suç işleyen şüphelinin dava açıldığı dönem itibariyle Türkiye’de olmadığı, hakkında bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilip verilmediğinin araştırılmadığı ve yetki konusunda CMK’nın 14. maddesinin değerlendirilmediği belirlendiğinden, iddianamenin kovuşturma şartının oluşmadığı gerekçesiyle iadesi kararının hukuka uygun olması karşısında, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.