YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/35146
KARAR NO : 2015/24900
KARAR TARİHİ : 19.03.2015
Tebliğname No : KYB – 2014/239942
Tehdit suçundan sanık H. K. hakkında yapılan yargılama sırasında, Küre Sulh Ceza Mahkemesince verilen 05/05/2014 tarihli ve 2014/23 esas, 2014/45 sayılı görevsizlik kararına yönelik, O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan itirazın kabulüne ve görevsizlik kararının kaldırılmasına ilişkin, mercii Küre Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2014 tarihli ve 2014/12 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/07/2014 gün ve 239942 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; iddianamede “müştekinin ifadesinde şüpheli ile tanık C. Y.’ın konuşması esnasında yanında bulunması sebebiyle kendisine söylenen sözleri duyduğunu ayrıca bu tehdit sebebiyle seçimde oy kullanmaya gitmediği” şeklinde anlatılan olayın gerçekleşme şekline göre, sanığın eyleminin, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 153/4. “O seçim çevresinde yapılan seçimlerde, oy kullanma hakkına sahip olan bir seçmenin, oy kullanmaya gitmesine veya sandık alanına girmesine veya oy kullanmasına engel olmak amacıyla, tehdit veya cebir veya şiddet kullanan kimse, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu fiillerin birden fazla seçmene karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birden yansına kadar artırılır” şeklinde tarif edilen tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin, görevli Asliye Ceza Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Tehdit suçundan sanık H. K. hakkında yapılan yargılama sırasında, Küre Sulh Ceza Mahkemesinin 05/05/2014 tarihli kararıyla, sanığın iddianamede anlatılan eyleminin 298 sayılı Kanun’un 153/4. maddesine uyduğu gerekçesiyle asliye ceza mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, bu karara O Yer Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmesi üzerine, Küre Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2014 tarihli kararıyla itirazın kabulüyle, görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği, akabinde kesin olan bu merci kararına karşı, Küre Sulh Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararını itiraz üzerine inceleyerek kaldıran merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, kararın kanun yararına bozma konusu yapılıp yapılamayacağı öncelikli olarak ele alınacaktır.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Buna göre hâkim veya mahkemece verilen karar veya hükümlerin kanun yararına bozma konusu yapılabilmesi için istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi gerekmektedir.
Kanun yararına bozma konusu yapılan husus, sulh ceza mahkemesince verilen görevsizlik kararını, itiraz üzerine inceleyerek kaldıran merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine yöneliktir.
Anayasamızın 37. maddesinde, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” 142. maddesinde, ” Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.” hükümlerine yer verilmiş,
5271 sayılı CMK’nın göreve ilişkin 3/1 maddesinde, “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.” 4. maddesinde, “(1) Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6 ncı Madde hükmü saklıdır.
(2) Görev konusunda mahkemeler arasında uyuşmazlık çıktığında, görevli mahkemeyi ortak yüksek görevli mahkeme belirler.” hükümleri düzenlenmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında tehdit suçundan açılan davada, Küre Sulh Ceza Mahkemesinin 05/05/2014 tarihli kararıyla, sanığın iddianamede anlatılan eyleminin 298 sayılı Kanun’un 153/4. maddesine uyduğu gerekçesiyle Küre Asliye Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, bu karara o yer Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edilmesi üzerine, Küre Asliye Ceza Mahkemesinin 12/05/2014 tarihli kararıyla itirazın kabulüyle, görevsizlik kararının kaldırıldığı ve bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu görülmektedir.
Ancak, Küre ilçesinde tek asliye ceza mahkemesi bulunması nedeniyle, bu mahkemenin kendisine karşı verilen görevsizlik kararını itiraz üzerine inceleyerek, sulh ceza mahkemesinin görevsizlik kararını kaldırması aynı zamanda karşı görevsizlik kararı niteliğindedir.
Bu itibarla, sulh ve asliye ceza mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkması karşısında, CMK’nın 4/2. maddesi uyarınca görevli mahkemenin, olağan yöntemle ortak yüksek görevli mahkeme tarafından belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, sair hususların mahallinde yerine getirilmesine, 19/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.