Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/34014 E. 2018/20606 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/34014
KARAR NO : 2018/20606
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Silahla tehdit, tehdit, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık … müdafiinin ve sanık …’ın koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme isteklerinin 1412 sayılı CMUK’nın 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanık …’e yükletilen 6136 sayılı Kanuna muhalefet eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK’nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde infaz aşamasında gözetilebileceği,
Anlaşıldığından sanık … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Sanık …’e yükletilen silahla tehdit, sanık …’a yükletilen tehdit ile sanık …’ye yükletilen silahla tehdit, 6136 sayılı Kanuna muhalefet ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;
a-04/03/2012 tarihli olay tutanağında sanık …’in, bardan elinde silahla çıktığı ve silahı mağdur …’ye yönelttiği belirtilmiş ise de; tutanak düzenleyicileri polis memurlarının mahkemede tanık sıfatıyla verdikleri beyanlarında, sanığın silahı mağdura doğrultmadığı ve elinde silahla bardan çıkarak yan sokağa girdiğini belirtmeleri, mağdur …’nin de, sanığın elinde silahla bardan çıktığını görmediğini, silahı daha sonra polislerin elinde gördüğünü beyan etmesi karşısında, sanık …’e yükletilen silahla tehdit suçunun ne şekilde oluştuğu kanıtlara dayalı olarak açıklanıp tartışılmadan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Sanık …’a yükletilen tehdit suçu yönünden; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanık …’a isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanık …’ın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
c-Sanık …’nin, silahla ateş etmesi eyleminden ötürü TCK’nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima hükmü uyarınca en ağır cezayı gerektiren silahla tehdit suçundan hükümlülük kararı verilmesi gerekirken, ayrıca TCK’nın 170/1-c maddesindeki genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması,
d-Kabule göre de;
Sanık …’nin tekerrüre esas alınan, adli sicil kaydındaki ilama konu TCK’nın 157/1. maddesine uyan dolandırıcılık suçunun, hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında, anılan hükme ilişkin uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 28/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.