Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/32039 E. 2018/21403 K. 10.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/32039
KARAR NO : 2018/21403
KARAR TARİHİ : 10.12.2018

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Beraat
TEMYİZ EDENLER : Üst ve o yer Cumhuriyet savcıları

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Bu açıklamalar doğrultusunda; olay günü sanığın, mağdur … Ünal’a yönelik “senin ağzını burnunu kıracağım” diyerek tehditte bulunduğu, katılanın aşamalardaki beyanları, iddiaları doğrulayan tanık …’ın anlatımları karşısında, söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle eylemin TCK’nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, bu sözlerin “sonuca elverişlilik, uygunluk ve yeterlilik koşulunun gerçekleşmediği” biçimindeki kanuni temelden yoksun gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
2-Bozmaya uyularak, eylemin TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamında kaldığının kabul edilmesi durumunda; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK’nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
./..
.2.

Bozmayı gerektirmiş, üst ve o yer Cumhuriyet savcılarının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.