Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/31355 E. 2015/24632 K. 16.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/31355
KARAR NO : 2015/24632
KARAR TARİHİ : 16.03.2015

Tebliğname No : 3 – 2012/48470
MAHKEMESİ : İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/12/2011
NUMARASI : 2011/377 (E) ve 2011/1079 (K)
SUÇLAR : Tehdit, yaralama

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan ve CMK’nın 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenen müşteki sanık B.. D..’a kovuşturma sırasında katılma isteğinin sorulmadığı anlaşılmakla, müşteki sanık B.’un temyiz dilekçesinin kapsamı ve içeriği de gözetilerek, CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek dosya görüşüldü:
A-Müşteki sanıklar S. ve F. ile katılan sanık B. hakkında müşteki sanık F.’yi yaralama; müşteki sanık F. hakkında ise müşteki sanık S.’i yaralama suçlarına ilişkin verilen kararlarda, öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez oldukları anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca müşteki sanıklar F.. Y.., S.. D.., F.. D.. ve B.. D..’ın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE,
B-Müşteki sanık F. hakkında diğer müşteki sanıklara yönelik tehdit suçundan kurulan beraat hükmü ile müşteki sanık F.’e yönelik yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizine gelince,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1-)Sanık F.. Y..’a yükletilen yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından katılan sanık B.. D.. ile müşteki sanık F.. Y..’un ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-)Sanık F.. Y.. hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün temyizinde; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.
Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasıttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur.
Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, sanığın, alacak meselesi yüzünden tartıştığı ve tartışmanın kavgaya dönüştüğü olay anında, müşteki sanıklara hitaben “ben PKK lıyım, ben aşiretim, istersem kamyonla adam getiririm“ biçimindeki sözlerle tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında, öfkenin suç kastını kaldırmayacağı, tehdit suçunda tasarlama öğesinin bulunmadığı, söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle olayda TCK’nın 106/2-d maddesinde tanımlanan tehdit suçunun oluştuğu gözetilmeden, “kavga ve tartışma sırasında fevren söylenen sözlerin tehdit suçunu oluşturmayacağı” biçimindeki, kanuni olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan sanık B.. D.. ile müşteki sanık F.. Y..’un temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.