Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/27098 E. 2017/25647 K. 23.11.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/27098
KARAR NO : 2017/25647
KARAR TARİHİ : 23.11.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın hakaret eylemini uzlaşmaya tabi olmayan silahlı tehdit suçu ile birlikte işlenmediği anlaşılmakla dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK’nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde infaz aşamasında gözetilebileceği,
Anlaşıldığından sanık …’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2) Hakaret eyleminden kurulan hükme yönelik temyize gelince ;
a-Hakaret eyleminin silahla tehdit suçundan ayrı olarak işlendiği kabul edilerek yapılan incelemede, hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmeyeceği gibi, eylemin suç oluşturması için de sözlerin de açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini içermesi gerekmektedir.
Somut olayda, sanığın tartıştığı katılana söylediği kabul edilen “beni nasıl aldattın lan” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözünün, taraflar arasındaki yaşanmış samimiyet de gözetilerek, katılanın onur, şeref ve saygınlığını ne surette rencide edici boyutta olduğu yasal olarak gerekçelendirilmeden hükümlülük kararı verilmesi,
b-Kabule göre de;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen hakaret suçu önceden de uzlaşma kapsamında ise de, 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesiyle, 5271 sayılı CMK’nın 253. maddesinin 24 ve 25. fıkralarındaki uzlaştırma bürosuna ilişkin düzenleme dikkate alınıp, 5237 sayılı TCK’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN, (a) bendi dışında başkaca yönleri incelenmeksizin, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.