Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/25070 E. 2015/24923 K. 19.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/25070
KARAR NO : 2015/24923
KARAR TARİHİ : 19.03.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/398140
MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 22. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/09/2011
NUMARASI : 2010/846 (E) ve 2011/482 (K)
SUÇLAR : Tehdit, hakaret, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
A-)Sanık F.. K.. hakkında hakaret suçundan verilen şikayetten vazgeçme nedeniyle verilen düşme kararına yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,     
B-)Sanık F.. K.. hakkında tehdit ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ile sanık M.. Y.. hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından verilen hükümlere yönelik temyize gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Anayasanın 141, CMK’nın 34 ve 230. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanıkları, mağdurları, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi inandıracak ve Yargıtay denetimine imkan verecek biçimde olması gerekir.
Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimini yapabilmesi için; kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ile mağdur ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin, hangi anlatımın ne gerekçeyle diğerine üstün tutulduğunun açık olarak hükmün gerekçesine yansıtılması ve mahkemece ulaşılan vicdani kanı sonucunda sanığın hangi fiillerinin suç sayıldığı açıklandıktan sonra kabul edilen bu fiillerin hukuki nitelendirilmesinin yapılması, cezada artırım ve indirim gerektiren nedenlerin kanuni bağlamda tartışılması gerekirken, açıklanan bu hususlara uyulmayarak gerekçesiz hüküm kurulması,
2-Sanıkların birlikte katılanın iş yerine gittiklerinin, sanık F.. K..’nın katılanın işyerine giderek katılanı tehdit ettiğinin ve akabinde sanıkların beraber hazırladıkları el yapımı bombayı yaşı sebebiyle ayrı yargılanan U.. A..’a vererek katılanın dükkanına attırdıklarının iddia edilmesi karşısında, eylemlerinin TCK’nın 106/2-a-c maddesinde düzenlenen birden fazla kişi tarafından birlikte silahlı tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfında yanılgıya düşülerek, genel güvenliği tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a-Sanık M.. Y..’in, adli sicil kaydında yer alan geçmiş hükümlülüğünün silinme koşullarının oluşması karşısında, “kasıtlı suçtan sabıkalı olduğu” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b-Sanık M.. Y..’in eylemini sanık F.. K.. ile birlikte işlediğinin kabul edilmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 37/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanıklar M.. Y.. ve F.. K.. ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken CMK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.