Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2014/16695 E. 2018/20235 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/16695
KARAR NO : 2018/20235
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, 6136 sayılı Kanununa aykırılık, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihlerine göre dosya görüşüldü:
I- Sanıklar …, … ve … hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, sanıklar … ile … hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu, sanıklar … ve …’ın mağdurların evinin önünde ateş ettiklerinin kabul edilmesi karşısında; eylemin TCK’nın 106/2-a-c, 170/1-c maddelerinde düzenlenen silahla tehdit ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını oluşturduğu ancak aynı Kanunun 44. maddesi gereği ağır olan TCK’ nın 106/2-a,c maddesinde düzenlenen birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden ayrıca 170/1-c maddesi uyarınca da hüküm kurulmuş ise de bu hususun itiraz mercii tarafından değerlendirilebileceği,
Anlaşıldığından, sanıklar …, … ve … müdafiinin, tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası istekleri hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
II- Sanık … hakkında;
1-Yaralama suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, karar tarihi itibariyle hükmün temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’un 317. maddeleri uyarınca sanık … müdafiinin tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlere gelince;
Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre sanık …’in hüküm tarihinden sonra 29/12/2015 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, bu husus araştırılarak sonucuna göre sanığın öldüğünün tespit edilmesi halinde, sanık hakkındaki kamu davalarının 5237 sayılı TCK ‘nın 64/1 ve 5237 sayılı CMK’ nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmesi zorunluluğu,
III-Diğer hükümlere yönelik temyizlere gelince;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-07/11/2011 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle sanıklar …, …, … hakkında yaralama ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından kurulan hükümler yönünden,
Sanıkların suçlamaları kabul etmemeleri, mağdurlardan …’ın aşamalarda ateş eden şahısları görmediğini beyan etmesi, mağdur …’ın kovuşturmada ateş edenlerin içinde sanıklar … ile …’ı gördüğünü, diğer şahısları görmediğini, kollukta ise, sanıklar …, …, … ve …’ı gördüğünü beyan etmesi, mağdur …’ın ise aşamalarda sanıklar …, …, … ve …’ı ateş edenlerin içinde gördüğünü beyan etmesi, olay yeri tutanağına göre, olay yerinden 13 adet kovan, 5 adet ses ve gaz fişeği, 4 adet mermi çekirdeği gömleği parçası ve 1 adet kartuşun ele geçirildiğinin anlaşılması, bu metaryeller üzerinde yapılan kriminal incelemeye göre, kovanların dört farklı silahtan, ses ve gaz fişeklerinin ise 2 farklı silahtan atılıp, 3 adet kovanın bu suçun sanığı olmayan sanık …’in yakalanan silahından atıldığının tespit edilmesi, olay yerinde bulunan 08.11.2011 tarihli kamera çözüm tutanağına göre; mağdur …’ın elinde silah bulunduğunun, bu olayın mağduru olmayan diğer sanıklardan …’ın elinde tabanca bulunup havaya ateş ettiğinin, mağdur …’ın elinde ve bu olayın mağduru olmayan …’un elinde tüfek bulunduğunun tespit edilmesi, soruşturma aşamasında beyanları alınan ve olayın görgü tanığı oldukları anlaşılan Rukiye Elalmış, … ve …’nin kovuşturma aşamasında dinlenmemeleri karşısında; tanıklar dinlenerek öncelikle olayda ateş eden sanıkların teşhislerinin yapılması ve mağdurların aşamalardaki beyanlarının kendi içlerindeki ve birbirleriyle olan çelişkilerinin giderilmeye çalışılması, giderilemediği takdirde hangi beyana hangi nedenle üstünlük tanındığının tartışılarak gösterilmesinden sonra sonucuna göre kimlerin tabanca kullandığı ve mağdurların kimlerin silahından çıkan mermilerle yaralandıkları şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilerek sonucuna göre hükümler kurulması gerekirken, eksik inceleme ile sanıklar hakkında 3 kez yaralama ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından hükümler kurulması,
2-07/11/2011 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olarak … hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan hüküm yönünden;
Olay sırasında sanığın, yukarıda yer alan 1 no’lu bozma nedeniyle haklarında kurulan hükümlerin bozulmasına karar verilen sanıklar …, … ve …’ın ateş ettikleri olay yerinde, olaydan kısa bir süre sonra ateş ettiğinin kabul edilmesi ve tarafların arasında varolan husumet karşısında, sanığın eyleminin TCK’nın 106/2-a maddesine uyan silahla tehdit ve TCK’nın 170/1-c maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını oluşturduğu, aynı Kanunun 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren tehdit suçundan hükümlülük kararı verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ve kanuni olmayan hukuki nitelendirme ile TCK’nın 170/1-c maddesindeki genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
3- 08/11/2011 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olarak sanıklar …, … hakkında birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
Bu olaya ilişkin olarak hükümden sonra ölen sanık …’in tabancayla ateş ettiğini, sanık …’un da av tüfeğiyle ateş ettiğini ikrar etmesi, olay yerinden elde edilen 10 adet boş kovanın sanık …’in tabancasından atıldığının belirlenmesi, 3 adet av tüfeği kartuşunun ise aynı namludan atıldığının anlaşılması, sanıklar … ve …’ın bu olaya ilişkin olarak suçlamaları kabul etmemeleri, olayın mağduru …’ın soruşturma aşamasında gece evde oturduğu esnada silah sesleri duyunca dışarı çıktığını, temyiz dışı sanık Kemal Elalmış ile ölen sanık …, … ve …’ın evine doğru ateş ettiklerini gördüğünü, kovuşturmada ise ateş eden sadece üç kişi olduğunu, bu kişilerin …, … ve … olduğunu beyan etmesi, diğer mağdur …’ın soruşturma evresinde gece eve ateş edenlere camdan baktığında sanık …, … temyiz dışı sanık Kemal Elalmış’ı gördüğünü beyan etmesi, kovuşturmada ise, isim belirtmemesi, soruşturma evresinde bilgisine başvurulan …’nın kovuşturmada dinlenmemesi karşısında; olayın tanığı dinlenerek öncelikle olayda ateş eden sanıkların teşhislerinin yapılması ile mağdurların aşamalardaki beyanlarının kendi içlerindeki ve birbirleriyle olan çelişkilerinin giderilmeye çalışılması, giderilemediği takdirde hangi beyana hangi nedenle üstünlük tanındığının nedenlerinin gösterilmesinden sonra sanıkların mahkumiyetine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanıp sonucuna göre hükümler kurulması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçe ve eksik incelemeyle hükümler kurulması,
4-07/11/2011 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olarak sanık … hakkında genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan kurulan mahkumiyet hükmüyle 08/11/2011 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olarak aynı sanık hakkında birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden,
a-07/11/2011 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olarak olay sırasında sanığın, yukarıda yer alan 1 no’lu bozma nedeniyle haklarında kurulan hükümlerin bozulmasına karar verilen sanıklar …, … ve …’ın ateş ettikleri olay
yerinde kısa süre sonra ateş ettiğinin kabul edilmesi, 08/11/2011 tarihinde meydana gelen olaya ilişkin olarak da sanığın, … ve …’ın evlerine ateş ettiğinin kabul edilmesi karşısında, her iki olaya lişkin olarak sanığın eylemlerinin TCK’nın 106/2-a,c maddesine uyan birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit ve TCK’nın 170/1-c maddesinde düzenlenen genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarını oluşturduğu, aynı Kanunun 44. maddesi uyarınca sadece en ağır cezayı gerektiren tehdit suçundan hükümlülük kararı verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ve kanuni olmayan hukuki nitelendirme ile ayrıca TCK’nın 170/1-c maddesindeki genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan da mahkumiyet kararları verilmesi,
b-Her iki olayda mağdur … Demirtaş’ın yer alması ve yine her iki olayda birden fazla mağdurun bulunması karşısında, sanık hakkında birden fazla kişi tarafından silahla tehdit suçundan temel ceza tayin edildikten sonra, öncelikle eylemin birden çok mağdura karşı gerçekleştirilmesi nedeniyle aynı nevi’den fikri içtima kuralı gereğince TCK’nın 43/2. maddesi aracılığıyla 43/1. maddesi ile artırım yapılması, ardından da yükletilen suçun, aynı suç işleme kararı altında birden fazla kez işlenmesi nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılarak sonuç cezanın saptanması yerine, yazılı şekilde hükümler kurulması,
5- Kabule göre ise;
Tüm sanıklar hakkında yaralama ve silahla tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden;
a- Sanıkların birbirleriyle olan husumetlerinin dosya kapsamından sabit olduğunun anlaşılması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
b- Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … müdafii ile sanık …, sanık …, sanıklar …, …, …, … ve … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yeniden hükümler kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.