Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/9568 E. 2014/1002 K. 16.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/9568
KARAR NO : 2014/1002
KARAR TARİHİ : 16.01.2014

Görevi yaptırmamak için direnme ve ruhsatsız silah taşıma suçlarından sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda beraatine dair, İzmir(Kapatılan) 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 04/06/2009 tarih ve 2008/297 esas, 2009/458 karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 11.12.2012 tarih ve 2012/893 esas, 2012/30239 sayılı kararıyla;
“Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre temyiz isteğinin vekalet ücretiyle sınırlı olduğu gözetilerek yapılan incelemede:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 163/5. maddesi uyarınca tarafların özgür iradeleriyle kurulan vekalet sözleşmesi şekle bağlı bulunmayıp, vekaletname ise fiilen kurulan vekalet ilişkisinden doğan temsil yetkisini gösteren bir belgeden ibarettir (YHGK 2.4.3003. 19-265/267). Vekalet ilişkisi kimi zaman CMK’nın 150 ve 234/3. maddelerde olduğu gibi yasadan kaynaklanabilir ve bu takdirde temsil yetkisini görevlendirme belgesi gösterir. Ceza muhakemesinde vekalet belgesi olmasa dahi müdafiin sanığın fiili olarak verdiği yetkiyle ve müvekkilleriyle birlikte bir kez duruşmaya katılmakla müdafi sıfatını kazanacaklarına yönelik müstakar (YİBK 20.10.1975, 7/9) uygulama ve 5271 sayılı CMK’nın 154. maddesinde müdafi yönünden aynı ilkenin yasa hükmü haline dönüşmesi ve mağdur ve şikayet edenler bakımından da yasanın silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde kabul ettiği hakları (CMK’nın 233 ila 243 ve 234/3. maddeler) doğrultusunda aynı ilkenin mağdur ve yakınan tarafından atanan vekillerle ilgili olarak da kabul edilmesi icap etmekle; usulen hak etmeleri halinde de bu sebeple müdafi ve vekilin müvekkilleri lehine vekalet belgesi aranmaksızın vekalet ücretine karar verilmesi gerekeceği, ancak beraat eden sanık lehine CMK’nın 150. maddesi uyarınca yasa gereği atanan müdafi sebebiyle vekalet ücretine hükmedilemeyeceği (ve bu halde vekalet ücretinin ilgili yasa kapsamında baro tarafından bizzat avukata ödeneceği) hususları yasal gerekler içerisindedir.
İncelenen dosyada; tensip kararında sanığa soruşturma evresinde baroca atanan Av. Mehmet Bayraktar’a duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilmesine karşın, ilk duruşmaya Av. Nezahat Paşabayraktar’ın katılması ve dosyada avukat hakkında bir görevlendirme yazısı veya vekalet belgesinin bulunmaması karşısında, hükmü de temyiz eden anılan avukatın sanık tarafından mı yoksa yasa gereği mi görevlendirildiği araştırılıp sonucuna göre, açıklanan yöntem çerçevesinde beraat eden sanık lehine vekalet ücreti hususunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ve sanık Yakup Çakır müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.02.2013 gün ve 2009/289891 sayılı yazısı ile;
” 4. Ceza Dairesi’nin kararının yerinde olmadığı zira hükmü temyiz eden avukatın sanık için baro tarafından mı görevlendirildiği veya vekaletnamesinin bulunup bulunmadığının tespiti için hükmün bozulmasının gerekli olmadığı düşünülmektedir. Daire hükmü temyiz eden avukatın sanık için baro tarafından atanıp atanmadığını yada vekaletnamesinin bulunup bulunmadığını dosyayı eksiğe göndererek tespit edebilirdi. Yine eğer Daire bu avukatın sanığı temsile yetkisinin bulunmadığını kabul ediyorsa temyiz isteminin reddine karar vermeliydi. Sadece vekalet ücreti yönünden temyiz edilen hükmün bu şekilde bozulmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından bu karara karşı itiraz edilmiştir.

Sonuç ve istem : 1- İtirazımızın KABULÜNE,
2- Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 11.12.2012 gün ve 2012/893 Esas, 2012/30239 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA,
3- İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 04.06.2009 tarih, 2008/297 Esas, 2009/458 Karar sayılı hükmü için karar verilerek ve esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılmasına,
4-Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise, itirazın incelenmesi bakımından 5271 sayılı CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine,
Karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 11.12.2012 tarih ve 2012/893 esas, 2012/30239 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
İncelenen dosya içeriğine göre, sanık hakkındaki beraat kararını vekalet ücreti yönünden temyiz eden Av. Nezahat Paşa Bayraktar’ın, sanık müdafii olarak atanmadığı gibi, sanığa ait vekaletnamesine de dosyada rastlanmadığından, bu hususun mahkemesince araştırılarak, ilgili avukatın vekalet ilişkisi ile mi seçildiği yoksa baro tarafından mı atandığı veya soruşturma safhasında baro tarafından atanan Av. Mehmet Bayraktar’ı temsilen mi duruşmalara katıldığının belirlenerek, ilgili belgelerin dosya içerisine konulması gerektiği,
Anlaşıldığından, sanık … müdafiinin temyiz davası isteği hakkında şimdilik bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA, dosyanın yukarıda belirtilen eksik işlem ikmal edilerek, ilgili belgelerin dosya içerisine konulduktan sonra Dairemize yollanılmak üzere, incelenmeksizin karar mahkemesine GERİ GÖNDERİLMESİNE, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.