Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/7669 E. 2013/18270 K. 11.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7669
KARAR NO : 2013/18270
KARAR TARİHİ : 11.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, yaralama, hakaret, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A- Sanık …’e yükletilen yaralama, hakaret, tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
5237 sayılı TCK’nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun süresi ve kapsamı açısından anılan Kanun maddesinin 3. fıkrası hükmünün gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, hükümlerin tebliğnameye uygun olarak, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindekilerle sınırlı olmak üzere koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması biçiminde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Sanık … hakkında tehdit ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 06.07.2010 tarih ve 8- 51/162 sayılı kararında belirtildiği üzere; sanığın, mağduru korkutmak maksadıyla tüfekle ateş etme eyleminin hukuki anlamda tek fiil olduğu ve tek fiil ile hem silahlı tehdit hem de genel güvenliği tehlikeye sokma suçunun oluştuğu, TCK’nın 44. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren anılan Kanunun 106/2-a maddesindeki silahla tehdit suçundan cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca aynı Kanunun 170/1-c maddesinde tanımlanan suçtan da hükümlülük kararı verilmesi,

2- Kabule göre de,
a- Mahkemece, sanığın nişanlısı olan müşteki …’ın, … tarafından yaralanıp, hakaret ve tehdit edildiğinin kabul edilmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi üzerinde durulup, sanık lehine TCK’nın 29. maddesi gereğince, haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
b- TCK’nın 53/1-c maddesinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’ün temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.