Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/7183 E. 2013/6442 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7183
KARAR NO : 2013/6442
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

Tehdit suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/2-a, 39/2-c, 43/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, (KAYSERİ) 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10.02.2011 tarihli ve 2010/775 esas, 2011/77 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2013 gün ve 19693 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, hükmün gerekçesinde tekerrüre esas kabul edilen Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/07/2008 tarihli kararının 16/02/2011 tarihinde sanık yönünden temyiz incelemesine gönderilmesi nedeniyle henüz kesinleşmediğinden suç tarihi 03/11/2010 olan Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2011 tarihli ve 2010/775 esas, 2011/77 sayılı kararında tekerrüre esas alınmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında, silahla tehdit suçundan açılan kamu davasında, Kayseri 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2011 tarihli kararı ile 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/07/2008 tarihli ve 2007/523 esas, 2008/812 sayılı kararı tekerrüre esas olduğundan, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak Kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Mahkemece mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasına esas alınan ilamın, tekerrür şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz…
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir…” hükmüne yer verilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen bir suç nedeniyle mahkum edilmiş olma, bu hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi ve yeni suçun belirli süreler içerisinde işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
İncelenen dosyada, mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uygulamasına esas alınan önceki hükümlülüğün, sanığa Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/07/2008 tarihli ve 2007/523 esas, 2008/812 sayılı kararıyla genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan verilen 6 ay hapis cezasına ilişkin olduğu, aynı mahkemenin 21/02/2011 tarihli yazısına göre hükmün sanık … yönünden 16/02/2011 tarihinde temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderildiği ve kesinleşmediğinin bildirildiği görülmektedir. Söz konusu mahkumiyetin TCK’nın 58/1. maddesine göre kesinleşmiş hüküm niteliği bulunmadığından, bu ilamın tekerrüre esas alınamayacağı anlaşılmaktadır.
Ancak sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde, bu ilamın dışında tekerrür uygulamasına esas alınabilecek çok sayıda kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinin bulunduğu görülmektedir. Somut olayda tekerrür koşulları mevcut olduğundan, mahkemenin mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasının yerinde olduğu, yanlış ilam gösterilmiş olması nedeniyle tekerrür hükümlerinin karardan tamamen çıkarılmasının hakkaniyete uygun olmayacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 gün ve 2012/1431 esas, 2013/18 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olmadığı, hangi ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin, ilgili ilamların kesinleşme ve infaz şerhli örnekleri de temin edilmek suretiyle infaz aşamasında değerlendirilebileceği anlaşılmıştır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçundan sanık … hakkında, (KAYSERİ) 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10.02.2011 tarihli ve 2010/775 esas, 2011/77 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Sanığın adli sicil kaydına göre somut olayda TCK’nın 58/1. maddesi uyarınca tekerrür koşulları oluştuğundan, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölümün karardan çıkarılmasına yer olmadığına,
3- Kararda yer alan, “koşullu salıverilme süresine eklenecek miktar yönünden, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/07/2008 tarihli ve 2007/523 esas, 2008/812 sayılı kararının esas alınmasına” ilişkin bölümün karardan ÇIKARILMASINA,
4- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 gün ve 2012/1431 esas, 2013/18 sayılı kararı uyarınca, tekerrüre esas alınabilecek ilamın adli sicil kaydında yer alan ilamların kesinleşme ve infaz şerhli örnekleri de temin edilmek suretiyle, infaz aşamasında 5275 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca mahallinde değerlendirilmesine, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.