YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7179
KARAR NO : 2013/6455
KARAR TARİHİ : 07.03.2013
Tehdit suçundan sanık …’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1, ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, (OLTU) Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27.06.2012 tarihli ve 2012/80 esas, 2012/152 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.01.2013 gün ve 8322 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “Sanığın mükerrir olduğu kabul edilerek 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine tâbi tutulmasına, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiş ise de; tekerrüre esas kabul edilen Oltu Sulh Ceza Mahkemesinin 15/12/2010 tarihli ve 2010/216 esas, 2010/364 karar sayılı ve Oltu Sulh Ceza Mahkemesinin 29/12/2010 tarihli ve 2010/11 esas, 2010/389 karar sayılı ilâmlarının 5237 sayılı Kanun’un 50/1. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlar olması dolayısıyla her iki mahkûmiyet kaydının tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:
Sanık … hakkında, tehdit suçundan açılan kamu davasında, Oltu Sulh Ceza Mahkemesinin 27/06/2012 tarihli kararı ile 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Oltu Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/11 esas, 2010/389 sayılı kararı ile 2010/216 esas, 2010/364 sayılı kararları tekerrüre esas olduğundan, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak Kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Adli sicil kaydında yer alan ve kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanan, kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirine ilişkin ilamın, tekerrüre esas alınıp alınamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesinde tekerrür koşulları şöyle düzenlenmiştir.
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz…
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir…”
Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihi ve sonrasında işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceden işlenen bir suç nedeniyle mahkum edilmiş olma, bu hükmün kesinleşmesinden sonra yeni bir suçun işlenmesi ve yeni suçun belirli süreler içerisinde işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır.
Tekerrür şartları içerisinde yer alan “önceden işlenen bir suç nedeniyle mahkum edilmiş olma” unsurunun her türlü mahkumiyeti kapsayıp kapsamadığı tartışılmış ve uygulama ile doktrinde genel kabul gören anlayışa göre, bu mahkumiyetin “ceza mahkumiyeti” olması gerektiği, kabahatler kanununa göre verilen idari cezalar, disiplin cezaları, güvenlik tedbirlerine mahkumiyet ve TCK’nın 50/1. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanan para cezası dışındaki tedbirlerin tekerrüre esas olmayacağı ileri sürülmüştür.
Her ne kadar TCK’nın 58/1. maddesinde açık bir şekilde “ceza mahkumiyeti”nden söz edilmemekte ise de, bu hüküm TCK’nın 58/2. maddesinde yer alan “ hapis veya adli para cezasına mahkumiyet halinde” ibareleri ile birlikte değerlendirildiğinde, önceki mahkumiyetin ceza mahkumiyeti olması gerektiği anlaşılmaktadır.
TCK’nın 50/5. maddesinde “Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.” hükmü düzenlenmiş, aynı Kanunun 45. maddesinde ise “Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır. hükmü yer almıştır. Bu düzenlemelerden de kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak uygulanan para cezası dışındaki tedbirlerin ceza mahkumiyeti olmadığı, dolayısıyla tekerrür hükümlerinin uygulanmasına esas alınamayacağı belirlenmektedir.
İncelenen dosyada, mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uygulamasına esas alınan önceki hükümlülüğün, sanığa Oltu Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/11 esas, 2010/389 sayılı ve 2010/216 esas, 2010/364 sayılı kararlarıyla, kasten yaralama suçundan, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım olarak TCK’nın 50/1-f maddesi ile verilen 3 ay kamuya yararlı işte çalıştırılma tedbirine ilişkin olduğu görülmektedir. Söz konusu mahkumiyetlerin TCK’nın 58/2, 50/5 ve 45. maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde “ceza mahkumiyeti” ne ilişkin olmaması nedeniyle, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyeceği anlaşılmaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçundan sanık … hakkında, (OLTU) Sulh Ceza Mahkemesi’nin 27.06.2012 tarihli ve 2012/80 esas, 2012/152 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılığın aynı yasa maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümden ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.