Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/7177 E. 2013/6445 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7177
KARAR NO : 2013/6445
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

Tehdit suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1.cümle ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanunun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, (AKHİSAR) 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 17.03.2009 tarihli ve 2008/577 esas, 2009/145 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.01.2013 gün ve 4283 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Sanığın tekerrüre esas alıan Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 06/06/2006 tarihli ve 2006/321 esas, 2006/459 sayılı kararına konu 240,00 yeni Türk lirası adlî para cezasının, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu 305/1-son maddesi uyarınca kesin olması karsısında, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında, tehdit suçundan açılan kamu davasında, Akhisar 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/03/2009 tarihli kararı ile 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Akhisar Sulh Ceza Mahkemesinin 01/06/2006 tarihli ve 2006/321 esas, 2006/459 sayılı kararı tekerrüre esas olduğundan, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, yüze karşı verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak Kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Adli sicil kaydında yer alan ve hüküm tarihi itibariyle kesin olan para cezasına ilişkin ilamın, tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8. maddesin 1. fıkrasında “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ila 326. maddeleri uygulanır.” 5219 sayılı Yasa ile değişik 1412 sayılı CMK’nın 305/2 maddesinde (Anayasa Mahkemesinin 23/07/2009 tarihli ve 2006/65 E., 2009/114 K. sayılı iptal kararı öncesi) “İki milyar liraya kadar (iki milyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler, temyiz olunamaz.” Aynı yasa maddesinin son fıkrasında ise “Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. Ancak haklarında 343. madde hükümleri dairesinde Yargıtay’a başvurulabilir.” hükümleri yer almaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.05.2009 tarih ve 2009/2-115 sayılı kararında da, “5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinde, 647 sayılı Yasanın 4. maddesindeki düzenlemeye benzer şekilde “Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir” hükmüne yer verilmesine karşın, “Bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez” hükmüne yer verilmemesi nedeniyle, gerek 5237 sayılı Yasanın 50. maddesi uyarınca kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya seçenek olarak hükmedilen, gerekse 52. madde uyarınca doğrudan hükmedilen 2 milyar lirayı (2.000 TL’yi) aşmayan adli para cezalarına ilişkin hükümler kesin niteliktedir” denilerek, 5237 sayılı TCK döneminde, hangi hükümlerin (Anayasa Mahkemesinin CMK’nın 305/2. maddesine yönelik iptal kararının yürürlüğe girdiği 07/10/2010 tarihi öncesinde) kesin nitelikte olduğu açıklığa kavuşturulmuştur.
İncelenen dosyada, mahkemece 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uygulamasına esas alınan önceki hükümlülüğün, sanığa Akhisar Sulh Ceza Mahkemesinin 01/06/2006 tarihli ve 2006/321 esas, 2006/459 sayılı kararıyla, kasten yaralama suçundan doğrudan verilen 240,00 TL adli para cezasına ilişkin olduğu görülmektedir. Söz konusu mahkumiyetin, hüküm tarihi itibariyle (2.000) lirayı aşmayan para cezasına ilişkin olması nedeniyle, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyeceği anlaşılmaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Tehdit suçundan sanık … hakkında, (AKHİSAR) 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 17.03.2009 tarihli ve 2008/577 esas, 2009/145 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılığın aynı yasa maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümden ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.