Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/7175 E. 2013/6446 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/7175
KARAR NO : 2013/6446
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık …’ın 5237 sayılı TCK’nın 123/1. maddesi gereğince 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair, (ANKARA) 2. SULH CEZA MAHKEMESİ’nin 09.04.2012 tarih ve 2011/35 esas, 2012/1457 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/01/2013 gün ve 4278 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre; sanığın tekerrüre esas alınan ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesini Kanunu’nun 231/5. maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/04/2010 tarihli ve 2004/68 esas, 2010/132 sayılı kararının sanık hakkında hukuki bir sonuç doğurmayacağı ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar isabet görülmemiştir.”denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan açılan kamu davasında, Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 09/04/2012 tarihli kararı ile 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/04/2010 tarihli ve 2004/68 esas, 2010/132 sayılı kararı tekerrüre esas olduğundan, sanık hakkında TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilerek temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine, infaz aşamasında tekerrür hükmüne yönelik olarak Kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Mahkemece mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulamasına esas alınan ilamın, tekerrür şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular” başlıklı 58. maddesi;
“(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi hâlinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz…
(6) Tekerrür hâlinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
(7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir…” şeklindedir.
Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 gün ve 57-74 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesi uyarınca kişinin mükerrir sayılması için ilk hükmün kesinleşmesinden sonra ikinci suçun 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenmesi yeterli olup, ilk suçun 1 Haziran 2005 tarihinden önce veya sonra işlenmesinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Bu düzenlemelere göre, tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için önceki hükmün kesinleşmesi ve ikinci suçun kesinleşmeden sonra işlenmesi yeterli olup, cezanın infaz edilmiş olmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, CMK’nın 223. maddesinde sayılan hükümlerden olmadığından, bu kararların TCK’nın 58/1. maddesinin amir hükmü karşısında tekerrüre esas alınma imkanı bulunmamaktadır.
İnceleme konusu somut olayda; mahkemece tekerrüre esas alınan ilamın Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 27/04/2010 tarihli ve 2004/68 esas, 2010/132 sayılı kararı ile sahte belgeyi kullanma suçundan hükmolunan ve CMK’nın 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan 1 yıl 11 ay 10 günlük hapis cezasına ilişkin olduğu, bu ilamın davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir “hüküm” niteliği bulunmadığından, sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilemeyeceği anlaşılmaktadır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanık … hakkında, (ANKARA) 2. SULH CEZA MAHKEMESİ’nin 09.04.2012 tarih ve 2011/35 esas, 2012/1457 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Karardaki hukuka aykırılığın aynı yasa maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hüküm fıkrasında yer alan tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısımların hükümden ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.