Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/4345 E. 2013/24797 K. 03.10.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4345
KARAR NO : 2013/24797
KARAR TARİHİ : 03.10.2013

İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, … 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25/06/2009 … ve 2009/307 esas, 2009/768 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 14/11/2012 … ve 2012/2027 esas, 2012/25179 sayılı kararıyla;
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Yapı tatil ve tespit zaptının … ya da onaylı örneğinin getirtilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2- CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. Anılan maddenin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramından, YCGK’nın 03.02.2009 … ve 2008/250-2009/13 sayılı kararında belirtildiği üzere, yalnızca basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların anlaşılması gerekmektedir. Anılan zarar, ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi zarara ilişkin olup manevi nitelikte zararı kapsamamaktadır.
Sanığın kendisine ait taşınmaza ruhsatsız olarak bina yapması eyleminde sanık tarafından ödenmesi gereken somut, maddi bir zarar bulunmamaktadır.
Öte yandan TCK’nın 184/5. maddesinde yer … etkin pişmanlık ve CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulama olanağının, birbirinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Biri diğerinin ön … sayılamayacağı gibi uygulanmasına engel de oluşturmamaktadır.
Mahkemece, sanık hakkında yargılama sürecindeki tutum ve davranışları nedeniyle TCK’nın 62. maddesi uygulanmasına karşın “müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak karşılanmaması ve kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği hususunda yeterli kanaat oluşmaması” şeklinde çelişkili ve yasal olmayan gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık …’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, ” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/01/2013 … ve 2009/287062 sayılı yazısı ile;
“Dosyanın incelenmesinde Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin bozma kararının yerinde olmadığı görülmüştür. Yüksek Daire’nin 1 numaralı bozma düşüncesine ” Sanık 25.06.2009 tarihli oturumdaki savunmasında “…suça konu binanın arsası bana aittir inşaat yapmadan önce ruhsat alınacağını bilmiyordum ruhsat almadan bu yüzden su basmasını attım birinci kattın kolonlarını yaparken görevlilerce tutanak tutuldu tutanak tarihinden sonra ben inşaata devam ettim …” Şeklindeki savunması ile yine aynı oturumda kendisine okunan yapı tatil ve tespit tutanağı için bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiş olması nedeniyle. Yüksek Daire’nin 2 numaralı bozma düşüncesine de Mahkeme gerekçeli kararın gerekçe bölümünde “..sanığın … olan eylemine konu binayı imar

planına ve ruhsatına uygun hale getirerek mahkum olduğu cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını sağlamak suretiyle daha lehine olan bir durumdan yararlanmasının ve sanığın eylemi nedeniyle sebebiyet verdiği imar kirliliğini ortadan kaldırarak çarpık kentleşmenin ve bu çarpık kentleşmenin toplum üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilebilmesi yolunda göstereceği muhtemel gayreti azaltıcı veya ortadan kaldırıcı bir etki yapacağı bu nedenle sanığın hükmolunan hapis cezası yönünden atılı suçun işleniş şekli müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmemesi, sanığın kişilik özellikleri göz önünde bulundurularak hükmolunan hapis cezası yönünden hükmün açıklanmasının ertelenmesi veya hapis cezasının ertelenmesinin sanık hakkında uygulanmaması gerektiği …” şeklinde gerekçe yazdığı ve hüküm fıkrasında ise ” Mahkememizce, atılı suçun işleniş şekli, müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmemesi, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda yeterli kanaat hasıl olmadığından 5271 s. CMK. 231. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı verilmesine yer olmadığına, ” biçiminde açıklamanın yazılmış olduğu. Bu duruma göre sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinin ” Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları göz önüne alınarak 5237 s. TCK’nın 62. maddesi uyarınca sanığın cezası takdiren 1/6 oranında indirilerek” şeklindeki gerekçeyle uygulanmasının sanık hakkında Kanun’da var olan bütün lehe hükümlerin uygulanması gerektiği anlamına gelmeyeceği açıktır. Böyle bir durumun kabulünün bir an sanığın lehine olduğu düşünülse dahi yerel mahkemeleri lehe olan hükümlerin tamamının uygulanması gerektiği gibi bir düşünceye sevkederek hiçbirinin uygulanmamasını netice verme ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Ayrıca böyle bir durumda mahkemeler takdire dayalı kanun hükümlerini uygulamakta ve uygun gerekçe bulmakta zorlanacaklardır. Kaldı ki CMK’nın 231. maddesinin 6 fıkrası da “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir.”şeklindedir.
Kanun’un bu maddesinin sanık hakkında uygulanmaması için bu üç koşulun aynı anda var olması gerektiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Yerel mahkeme de CMK’nın 231. maddesinin sanık hakkında uygulamasına yer olmadığına karar verirken ” Mahkememizce, atılı suçun işleniş şekli, müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmemesi, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda yeterli kanaat hasıl olmadığından 5271 s. CMK. 231. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı verilmesine yer olmadığına,” biçiminde hüküm kurmuştur. Kanaatimizce bu gerekçe hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması için yeterlidir, sanık yapı tespit ve tatil tutanağı düzenlendikten sonra da yapı yapmaya devam etmiştir. Bu durum sanığın suç işleme eğilimi ve kişiliği için mahkemede bir kanaatin oluşması için yeterlidir. Ayrıca sanığın savunması ile kendisine okunan yapı tespit ve tatil tutanağına bir diyeceğinin olmadığını belirtmesi ve bunların sahteliği konusunda bir savunmada ve temyiz dilekçesinde de böyle bir itirazının bulunmaması karşısında Yüksek Daire’nin bozma gerekçelerine katılmak mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- İtirazımızın KABULÜNE,

2- Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2012 … ve 2012/2027 esas, 2012/25179 karar sayılı BOZMA İLAMININ KALDIRILMASI,
3- … 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin sanık … hakkındaki 25.06.2009 tarih, 2009/307 esas, 2009/768 karar sayılı hükmünün yukarıda belirtilen 09.01.2012 tarihli tebliğnamedeki düşünceye göre ONANMASI,
4-Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise, itirazın incelenmesi bakımından 5271 sayılı CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi,
İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
İncelenen dosyada, 25/06/2009 tarihli oturumda sanığa yapı tatil zaptı, encümen kararı ve suça konu inşaata ilişkin diğer belgelerin okunmuş olması, bu belgelerin sıhhatine dair tarafların herhangi bir itirazının bulunmaması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, subjektif koşulunun değerlendirilmesine yönelik mahkemece ortaya konulan gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmakla,
Dairemizce verilen 14/11/2012 … ve 2012/2027 esas, 2012/25179 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
… 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 25/06/2009 … ve 2009/307 esas, 2009/768 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık …’nun ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.