YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/4344
KARAR NO : 2013/24796
KARAR TARİHİ : 03.10.2013
İmar kirliliğine neden olma suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, … 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21/04/2009 … ve 2007/494 esas, 2009/480 karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 14/11/2012 … ve 2012/2025 esas, 2012/25184 sayılı kararıyla;
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için; sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. Anılan maddenin 6/c fıkrasında belirtilen zarar kavramından, YCGK’nın 03.02.2009 … ve 2008/250-2009/13 sayılı kararında belirtildiği üzere, yalnızca basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların anlaşılması gerekmektedir. Anılan zarar, ölçülebilir, belirlenebilir (somut) maddi zarara ilişkin olup manevi nitelikte zararı kapsamamaktadır. İncelenen dosyada sanığa yüklenen imar kirliliğine neden olma suçunda mahkeme tarafından tespit edilen bir zarar bulunmamaktadır.
TCK’nın 184/5. maddesinde yer … etkin pişmanlık ve CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulama olanağının, birbirinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Biri diğerinin ön … sayılamayacağı gibi uygulanmasına engel de oluşturmamaktadır.
Mahkemece, sanık hakkında yargılama sürecindeki tutum ve davranışları nedeniyle TCK’nın 62. maddesi uygulanmasına karşın “müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak karşılanmaması ve kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları nedeniyle yeniden suç işlemeyeceği hususunda yeterli kanaat oluşmaması” şeklinde çelişkili ve yasal olmayan gerekçelerle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, ” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/01/2013 … ve 2009/287057 sayılı yazısı ile;
“Dosyanın incelenmesinde Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin bozma kararının yerinde olmadığı görülmüştür. Mahkeme gerekçeli kararın gerekçe bölümünde “…atılı suç sebebiyle sanıklar tarafından müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmediği gibi atılı suçun işleniş özellikleri ve niteliği göz önüne alınarak mahkememize yeterli kanaat hasıl olmadığından sanıkların CMK’nın 231. maddesi kapsamında hükmün açıklanmasının ertelenmesinden yararlanma koşullarının oluşmadığı, sanıkların suç tarihinden sonra suça konu ruhsatsız bina inşaatına devam ederek bina inşaatını tamamladığı, imar mevzuatına uygun hale getirmedikleri bu nedenle suç işleme hususundaki eğilimleri göz önüne alınarak sanıkların cezalarının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemekten çekineceklerine dair mahkememize yeterli kanaatin hasıl olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki
gibi karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçe yazdığı ve hüküm fıkrasında ise ” Mahkememizce, atılı suçun işleniş şekli, müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmemesi, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda yeterli kanaat hasıl olmadığından 5271 s. CMK. 231. maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı verilmesine yer olmadığına, ” biçiminde açıklamanın yazılmış olduğu. Bu duruma göre sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinin “Sanığın yargılama sürecindeki tutum ve davranışları göz önüne alınarak 5237 s. TCK’nın 62. maddesi uyarınca sanığın cezası takdiren 1/ 6 oranında indirilerek ” şeklindeki gerekçeyle uygulanmasının sanık hakkında Kanun’da var olan bütün lehe hükümlerin uygulanması gerektiği anlamına gelmeyeceği açıktır. Böyle bir durumun kabulünün bir an sanığın lehine olduğu düşünülse dahi yerel mahkemeleri lehe olan hükümlerin tamamının uygulanması gerektiği gibi bir düşünceye sevkederek hiçbirinin uygulanmamasını netice verme ihtimali de göz ardı edilmemelidir. Ayrıca böyle bir durumda mahkemeler takdire dayalı kanun hükümlerini uygulamakta ve uygun gerekçe bulmakta zorlanacaklardır. Kaldı ki CMK’nın 231. maddesinin 6 fıkrası da “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir.”şeklindedir.
Kanun’un bu maddesinin sanık hakkında uygulanmaması için bu üç koşulun aynı anda var olması gerektiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Yerel mahkeme de CMK’nın 231. maddesini sanık hakkında uygulamasına yer olmadığına karar verirken “Mahkememizce, atılı suçun işleniş şekli, müştekinin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmemesi, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda yeterli kanaat hasıl olmadığından 5271 s. CMK. 231.
maddesi uyarınca sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı verilmesine yer olmadığına, ” biçiminde hüküm kurmuştur. Kanaatimizce bu gerekçe hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmaması için yeterlidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2- Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14/11/2012 … ve 2012/2025 esas, 2012/25184 karar sayılı BOZMA İLAMININ KALDIRILMASI,
3- … 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin sanık … hakkındaki 21.04.2009 tarih, 2007/494 esas, 2009/480 karar sayılı hükmünün yukarıda belirtilen 09.01.2012 tarihli tebliğnamedeki düşünceye göre ONANMASI,
4-Yüksek Daireniz aksi kanaatte ise, itirazın incelenmesi bakımından 5271 sayılı CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi,
İtirazen arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, subjektif koşulunun değerlendirilmesine yönelik mahkemece ortaya konulan gerekçelerin hukuka uygun olduğu anlaşılmakla,
Dairemizce verilen 14/11/2012 … ve 2012/2025 esas, 2012/25184 karar sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
… 15. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21/04/2009 … ve 2007/494 esas, 2009/480 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Sanığa yükletilen imar kirliliğine neden olma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık … müdafiinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.