Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/38940 E. 2016/3949 K. 02.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/38940
KARAR NO : 2016/3949
KARAR TARİHİ : 02.03.2016

##########
MAHKEMESİ :##########Asliye Ceza Mahkemesi
##########
##########
##########
SUÇ : Tehdit
##########
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
##########
##########

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanık …’a yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmemiş ise de, mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK’nın 53. maddesinin 1 ilâ 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde infaz evresinde re’sen uygulanması mümkün görüldüğünden bozmayı gerektirmediği,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Sanığın, silahla tehdit eylemini tek başına gerçekleştirmesine rağmen, silahla ve birden fazla kişiyle gerçekleştirdiğinden bahisle TCK’nın 106/2-a-c maddeleri gereğince ceza verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık … ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, anılan nitelikli hal nedeniyle temel cezada herhangi bir artırım yapılmaması nedeniyle yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, hüküm fıkrasının “TCK’nın 106/2-a maddesi uyarınca” şeklinde değiştirilmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA,
2- Sanık … hakkında tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyizde ise;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Oluşa, taraf beyanlarına ve dosya kapsamına göre, kullandığı araçtan hiç inmeyen ve şikayetçilerin yanına hiç gitmeyen sanık Kamil’in diğer sanık Ertan’ın eylemlerine iştirak etmediği gözetilmeden beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de; sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının kanuni sonucu olarak, TCK’nın 53/1. maddesindeki hak yoksunluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık … ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2016 tarihinde Üye Ali Alçık’ın her iki sanık hakkında suçun subut bulduğu ve TCK’nın 106/2-a ve c maddeleri gereğince mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği ve bu nedenle hükümlerin onanması icap ettiği yolundaki karşıoyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

##########
##########
##########
##########
##########

##########