Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/38073 E. 2016/4427 K. 09.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/38073
KARAR NO : 2016/4427
KARAR TARİHİ : 09.03.2016

##########
MAHKEMESİ :##########Asliye Ceza Mahkemesi
##########
##########
##########
SUÇLAR : Tehdit, mala zarar verme, hakaret
##########
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
##########
##########

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Sanık … hakkında hakaret suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karara karşı yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,
Anlaşıldığından, sanık …’nin temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Sanıklar … ve … hakkında mala zarar verme suçundan verilen kararda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre hüküm tarihi itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca sanıklar … ve …’nin tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ İSTEKLERİNİN REDDİNE,
3-Sanık … hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu ögelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda gerekçenin yeterli bulunduğu;
TCK’nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılırken sonuç cezanın 2 yıl 1 ay yerine, 1 yıl 13 ay olarak belirlenmişse de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Eleştiri dışında eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık … ile O Yer Cumhuriyet Savcılarının temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 09/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

##########
##########
##########
##########
##########

##########