Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/31597 E. 2015/39130 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/31597
KARAR NO : 2015/39130
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/407119
MAHKEMESİ : Karşıyaka(Kapatılan) 3. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 10/06/2011
NUMARASI : 2009/818 (E) ve 2011/619 (K)
SUÇLAR : Tehdit, hakaret

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Davaya katılmasına karar verilen Ö.. G..’in, 12/03/2012 tarihli dilekçesinde sanık hakkında şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi karşısında, CMK’nın 243. maddesi uyarınca katılma kararının hükümsüz kaldığı ve temyiz edenin buna yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca mağdur Ö.. G.. vekilinin tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
2-O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz talebine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 21.05.2013 tarih ve 2012/5 esas 2013/248 sayılı kararında da belirtildiği üzere, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur.
Bu itibarla somut olayda, sanığın telefonla aradığı mağdur ile arasında geçen konuşmaların, önceden bir plan dahilinde bu konuda hazırlığa girişmeyen ve sanığı böyle bir görüşme ve konuşma gerçekleştirmeye yöneltmeyen mağdur tarafından gizlice kaydedilmesi, kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi tehlikesini ortadan kaldırmaya yönelik ve zorunlu bir önlem niteliğinde olduğundan, ayrıca telefon görüşmesi vakıası, içeriği dışında sanık tarafından da doğrulandığından, hukuka uygun biçimde elde edildiği saptanan bu ses kaydının delil olarak kabulü ve bu bağlamda sesin sanığa ait olup olmadığının konusunda uzman bir kriminal ses laboratuvarında yapılacak araştırma sonucunda tespiti ile delillerin bir bütün halinde değerlendirilip ayrıca hakaret suçunun takibi şikayete bağlı olduğu ve katılan ile vekilinin temyiz aşamasında mahkemeye sunduğu 12.03.2012 tarihli dilekçesinde sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği göz önünde bulundurularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve tespit edilmesinin gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye kısmen uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.