Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/31390 E. 2015/39909 K. 14.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/31390
KARAR NO : 2015/39909
KARAR TARİHİ : 14.12.2015

Tebliğname No : 4 – 2012/6298
MAHKEMESİ : Kayseri(Kapatılan) 4. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/10/2011
NUMARASI : 2010/1444 (E) ve 2011/959 (K)
SUÇLAR : Tehdit, hakaret

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Temyiz talebinin 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanla yapılabileceğinin düzenlenmesi karşısında, katılan A.. A..’nın dilekçe hakkı kapsamında BİMER’e gönderdiği temyiz isteminin Kanuna ve usule aykırı olduğu,
Anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca katılan A.. A..’nın tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Sanığın temyiz istemine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın katılanla telefonda yaptığı görüşmeleri içerdiği anlaşılan dosyada mevcut altı sayfadan ibaret CD çözüm tutanağında yazılı konuşma dökümlerinde ve mesaj tespit tutanağında geçen hangi sözlerin tehdit ve hakaret suçlarını oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulama alanının hangi zaman diliminde ne şekilde gerçekleştiği, karar yerinde denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle açıklanıp gösterilmeden, “sanığın, katılana ait cep telefonunu değişik tarihlerde arayarak zincirleme şekilde hakaret ve tehdit içerir sözler söylediği, bu hususun dosyada toplanan tüm deliller, katılan ile sanık arasında yaşanan şikayete konu telefon görüşmesi ses CD dökümü, mesaj tespit tutanağı ve katılan beyanı ile de sabit olduğu” biçimindeki yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kararları verilmesi,
2-Mükerrir sanık hakkında, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazı kısıtlar biçimde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
3-TCK’nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
4-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık İ.. S..’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.