Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/31247 E. 2015/39420 K. 07.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/31247
KARAR NO : 2015/39420
KARAR TARİHİ : 07.12.2015

Tebliğname No : 4 – 2012/3228
MAHKEMESİ : İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2011
NUMARASI : 2011/391 (E) ve 2011/635 (K)
SUÇLAR : Tehdit, mala zarar verme, 6136 sayılı Kanuna muhalefet

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit, mala zarar verme ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Adli sicil kaydında tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, TCK’nın 58. maddesi uygulanmamış ve sanığın katılanlara yönelik olarak aynı fiille tehdit suçunu işledikten sonra, bu kez bir suç işleme kararının icrası kapsamında ayrı bir zaman diliminde aynı katılanlara karşı aynı fiille yeniden tehdit suçunu işlemesi karşısında, tehdit suçundan temel ceza tayin edildikten sonra, öncelikle eylemi birden çok mağdura karşı gerçekleştirmesi nedeniyle aynı nevi’den fikri içtima kuralı gereğince TCK’nın 43/2. maddesi aracılığıyla 43/1. maddesi ile artırım yapılması, ardından da bulunan artırılmış ceza miktarı üzerinden zincirleme suç nedeniyle TCK’nın 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılarak sonuç cezanın saptanması gerekirken, hiç artırım yapılmayarak eksik ceza tayin edilmiş ise de karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş sanık E.. P..’nın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye kısmen uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 07/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.