Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/30439 E. 2015/39666 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/30439
KARAR NO : 2015/39666
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/393999
MAHKEMESİ : Zonguldak(Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/06/2011
NUMARASI : 2011/136 (E) ve 2011/341 (K)
SUÇLAR : Tehdit, hakaret

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-Hakaret suçuna ilişkin kararda öngörülen cezanın nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükmün temyiz edilemez olması,
Nedeniyle Yerel Mahkemece verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, Yerel Mahkemenin redde ilişkin kararının ONANMASINA,
2-Tehdit suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Müştekilerin, miras anlaşmazlığı nedeniyle sanığın kendilerini belirli bir tehdit sözünü ifade etmeden “asacağız, keseceğiz, sizi buradan atacağım mahvedeceğim” diyerek tehdit ettiğini beyan etmeleri karşısında, “asacağım, keseceğim” ifadesinin halk söyleyişine göre, kısmen birçok kötülük yapma ve zarar verme içerikli söz söylediğini anlatma niteliği taşıdığı, tehdit suçunun unsurunun mağdura yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle zarar vereceğini bildirme olduğu gözetildiğinde, ifadelerinde hayat vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik zarar tehlikesinden söz etmeyen müştekilerin beyanlarına göre, sanığın TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesi uyarınca cezalandırılmasının mümkün olmadığı, “asacağım, keseceğim, sizi buradan atacağım, mahvedeceğim” biçiminde sarfedilen sözlerin, içeriği belirli ve net olmadığından aynı maddenin 1. fıkra 2. cümlesindeki sair kötülük etmekten bahisle tehdit suçunu oluşturacağı düşünülmeden hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık Ş.. K..’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

Kardeş olan sanık ile mağdurların arasında miras paylaşımı nedeniyle 1997 yılından suç tarihine değin anlaşmazlık bulunduğu, zaman zaman bu sebepten tartıştıkları, sanığın katılanlara ve aile efradına yönelik olumsuz davranışlar içine girdiği ve adli işlemlere konu olmasa da küfür ve hakaret ettiği, olay tarihinde ise mağdurların gece geç saatlerde katılanlarla birlikte farklı katlarda oturdukları binanın önüne çıkan sanığın mahalledeki diğer komşularının da duyacağı biçimde katılanları hedefleyerek bağırdığı, “sizin a….. korum” şeklinde küfürler ettiği, sabahın erken saatlerine kadar süren ve mahalle halkının da tanık olduğu bu olay sırasında eşinin müdahalelerine karşın ona da küfürler ederek fiziken saldırıp dövdüğü komşuları olan tanık S.. K..’in beyanıyla sabit olan sanığın, ayrıca bağırarak katılanlara hitaben “sizi öldüreceğim” şeklindeki sözlerle onları tehdit ettiği tanık F.. K..’in anlatımı ile kanıtlanmış ve mahkemece de eylemin bu şekilde gerçekleştiği dosya içindeki kanıtlarla uyumlu biçimde kabul edilmiş olması karşısında, kanıtları doğru değerlendiren ve eylemin TCK’nın 106/1. maddesinin birinci fıkrasında yazılı hayata yönelik saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğu yolunda isabetli nitelendirmede bulunan yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Dairemizin 10/12/2015 tarih ve 2013/30439 Esas, 2015/39666 Karar sayılı ilamıyla, Zonguldak 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 02/06/2011 tarih ve 2011/136 Esas ve 2011/341 sayılı kararının BOZULMASI’ na dair ilamına, tehdit suçundan kurulan hükmün ONANMASI gerektiği kanaatinde olduğum için karşı oy kullanmış bulunmaktayım. Şöyle ki:
Tehdit suçundan sanığa iddianamede yüklenen eylem, müştekilere yönelik olarak “sizi asacağım, keseceğim..” biçiminde ölümle tehdit sözlerinden dolayı TCK’nın 106/1. maddesiyle
cezalandırılması talebine ilişkindir.
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda, sanığın yüklenen suçtan mahkumiyetine karar verilmiştir. Dairemizin sayın çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, sanığın sözlerinin TCK’nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi mi, yoksa son cümlesi kapsamında mı olduğuna ilişkindir.
TCK’nın 106. maddesinin 1. fikrasının ilk cümlesinde, “Bir kişiye ya da yakınına hayatı, vücudu veya cinsel dokunulmazlığına saldıracağından bahisle” eylemin işlenmesinden sözedilmektedir. Madde metninde açıkça belirtildiği üzere, korunan hukuki yarar, bir kimsenin hayatı ya da vücut bütünlüğü veya cinsel dokunulmazlığıdır. Bir kimseye ya da yakınına “asacağım” demek, onu ölümle tehdide eşdeğerdir ve bu tehditle fail, kişinin hayatına kastedeceğine veya yaşamına son vereceğine dair anlatımla onun iç dünyasını karartmak istemekte ve her an onu huzursuz edecek bir davranış sergilemektedir. Keza, bir kimseyi ya da yakınını “keseceğim” diye tehdit etmek, onu fiziki olarak yaralayacağını ve vücut bütünlüğüne zarar vereceğini söyleyerek tehdit etmekle eşdeğerdir. Şimdiye kadar uygulama ve doktrinde de bundan farklı bir görüşe rastlamak adeta mümkün değildir.
Salt deyim olarak “asacağım, keseceğim” sözlerini değerlendirdiğimizde de, failin açıkça mağdurun bedenine fiziki bir saldırı gerçekleştireceğini bildirerek tehdit ettiğini kabul etme zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğüne göre “asmak” kelimesi, değişik anlamlarda kullanılmaktadır:
1. Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak
2. Üzerine takınmak, kuşanmak
3. Bir kimseyi boğazından ip vb. Geçirip sallandırarak öldürmek, idam etmek
4. Gitmek zorunda olunan bir yere özürsüz getmemek(mesela okulu asmak)
5. Görevi olan bir işi özürsüz yapmamak
Burada ceza hukukunu ilgilendiren ve konumuzla ilgli olan “asmak” sözcüğünün anlamı, ‘öldürmek, idam etmek’tir.
Yine “kesmek” sözcüğüne baktığımız zaman da, 26 ayrı anlamı olduğunu görebiliriz. Ama asıl bizi ilgilendiren tehdit suçuna ilişkin anlamlarından ikisi ise şöyledir: “Kesici bir araçla yaralamak” ve
“Vahşice öldürmek”.
Demek ki “asacağım, keseceğim” sözleri, sanıkla katılanlar arasında mirastan kaynaklanan husumet de dikkate alındığında; hem Kanunun anlatımına, hem de ruhuna uygun olarak, “bir kimsenin hayat veya vücut dokunulmazlığına yönelik tehdit” niteliğindedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, tehdit eylemini TCK’nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi kapsamında değerlendiren yerel mahkeme kararının ONANMASI kanaatinde olduğum için sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edemiyorum.