Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/30294 E. 2014/2668 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/30294
KARAR NO : 2014/2668
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

Tehdit suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Zonguldak 3. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 26.05.2008 tarih ve 2008/125 esas, 2008/237 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 26/03/2013 gün ve 2010/20113 esas, 2013/8488 sayılı kararıyla;
” Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Koşulları oluşmasına karşın, TCK’nın 43. maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşıldığından sanık …’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/09/2013 gün ve 2013/264614 sayılı yazısı ile;
“5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin hapis cezasına mahkumiyet halinde uygulanabileceği gözetilmeksizin, adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi Yasaya aykırı bulunduğundan, 5271 s. Yasa’nın 308. maddesi gereğince anılan kararın düzeltilmesi saygı ile talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 26/03/2013 gün ve 2010/20113 esas, 2013/8488 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
Zonguldak 3. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 26.05.2008 tarih ve 2008/125 esas, 2008/237 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;

Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Koşulları oluşmasına karşın, TCK’nın 43. maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Hükmolunan sonuç cezanın, adli para cezası olarak belirlenmesi karşısında, TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası itiraz yazısına uygun olarak, “TCK’nın 53/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün karardan çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.