Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/29378 E. 2014/25397 K. 11.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/29378
KARAR NO : 2014/25397
KARAR TARİHİ : 11.09.2014

Hakaret suçundan sanık …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/2, 62/1 ve 52/2-4. maddeleri uyarınca 1.500 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair, Silifke 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/02/2013 tarihli ve 2012/306 esas, 2013/137 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/09/2013 gün ve 249395 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; Sanığın katılan … ile telefonda görüştüğü sırada diğer katılan …’un gıyabında hakaret ettiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 125/1. maddesinin son cümlesinde yer alan; “Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine uygulanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
I-Olay:

Hakaret suçundan sanık … hakkında yapılan yargılama sonucunda, … 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/02/2013 tarihli kararıyla, 1.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, yoklukta verilen kararın diğer suçlar yönünden temyiz edilirken, hüküm tarihi itibariyle kesin olan bu suç yönünden, infaz aşamasında suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Muhatabının gıyabında gerçekleşen hakaret eyleminde ihtilat unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:

5237 sayılı TCK’nın “hakaret” başlıklı 125. maddesinde; “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmü yer almaktadır.
Hakaret suçu mağdurun olmadığı veya mağdurun doğrudan vakıf olamayacağı bir şekilde işlendiğinde gıyapta hakaret suçu oluşmaktadır. Ancak gıyapta hakaret suçunun cezalandırılması için, failin mağdur dışında toplu veya dağınık en az üç kişiyle ihtilat ederek bu suçu işlemesi gerekmektedir. Suçun faili ihtilatı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. İhtilat kişilerle birebir görüşerek gerçekleşebileceği gibi, üç veya daha fazla kişiye mektup göndermek, telefon etmek, SMS veya e-mail göndermek suretiyle de gerçekleştirilebilir. Ancak ihtilat unsurunun gerçekleşmesi için, failin sözleri en az üç kişinin duyabileceği bir ortamda ve şekilde söylemesi yeterli olmayıp, muhatapların bizzat anlamaları ve vakıf olmaları lazımdır.
İnceleme konusu somut olayda; sanık …’ın, katılan … ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında, müşteki …’un gıyabında, “o şerefsiz bir adamdır” şeklinde sözler sarfettiği iddiasıyla dava açılmış, mahkemece de eylem bu şekilde kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmiştir.
Ancak sanığın gıyapta hakaret teşkil eden bu sözleri yalnızca … tarafından duyulmuş ve bu kişi tarafından müşteki … iletilmiştir. Bu nedenle gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
– Hakaret suçundan sanık … hakkında, … 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14/02/2013 tarih ve 2012/306 esas, 2013/137 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Hükümdeki hukuka aykırılık sanığa verilen cezanın kaldırılmasını gerektirmekle, anılan Kanun maddesinin 4-d fıkrası gereğince, sanığın hakaret suçundan BERAATİNE,
3- Hükmolunan cezanın çektirilmemesine, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.