Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/29181 E. 2015/39616 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/29181
KARAR NO : 2015/39616
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

Tebliğname No : 3 – 2013/263202
MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2012
NUMARASI : 2011/570 (E) ve 2012/762 (K)
SUÇLAR : Tehdit, yaralama

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve yoklukta verilen kararın tebliğinin, sanığın asker olması nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca, en yakın üstü olan astsubay Kemal Durgun’a 04.01.2013 tarihinde yapıldığı, ancak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Hizmet Destek Birlikleri Komutanlığı’nın 21.06.2013 tarihli yazısı uyarınca, sanığın 2-15 Ocak 2013 tarihleri arasında oda hapsi disiplin cezasını çekmekte olduğunun belirtildiği, dolayısıyla sanığın tebligattan habersiz olduğu ve en yakın üste yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, sanığın temyiz talebinin süresinde olduğunun ve CMK’nın 40/1, 41 ve 42. maddelerine göre eski hale getirme isteğinin kabulüyle dosya görüşüldü:
1-Sanık hakkında yaralama suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara karşı yalnızca itiraz yolu açık olup, yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerektiği,
Anlaşıldığından, sanık F.. U..’un temyiz davası isteği hakkında, tebliğnameye uygun olarak KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2-Tehdit suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da,
hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık F.. U..’un temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükümde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hüküm, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 09/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.