Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/27156 E. 2015/37687 K. 12.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27156
KARAR NO : 2015/37687
KARAR TARİHİ : 12.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/289063
MAHKEMESİ : Çorlu(Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2010
NUMARASI : 2010/622 (E) ve 2010/618 (K)
SUÇ : Tehdit

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın, katılan hitaben söylemiş olduğu “seni Çorlu’da yaşatmayacağım, sakın benimle Çorlu’da karşılaşma, sen bittin” biçimindeki sözlerin, sanığın katılanı o bölgede yaşatmayacağına ilişkin olup mağdurun vücut bütünlüğü, hayatı ya da cinsel dokunulmazlığına yönelik bir tehdit içermemesi nedeniyle TCK’nın 106/1. maddesinin 2. cümlesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, aynı fıkranın 1. cümlesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık N.. Ç..’ıntemyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2015 tarihinde üye R.. B..’ın hükmün onanması yönündeki görüşü ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

Dairemizin 12/11/2015 tarih ve 2013/27156 Esas, 2015/37687 Karar sayılı ilamıyla, Çorlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 08/10/2010 tarih ve 2010/622 Esas ve 2010/618 sayılı kararının BOZULMASI’ na dair ilamına, hükmün ONANMASI gerektiği kanaatinde olduğum için karşı oy kullanmış bulunmaktayım. Şöyle ki:
Temyize konu sanık N.. Ç..’a yüklenen suça ilişkin olarak; sanığın olay günü müştekiyi(kovuşturma aşamasında kamu davasına katılmıştır) “..seni Çorlu’da yaşatmayacağım, sakın benimle Çorlu’da karşılaşma, sen bittin” diyerek tehdit ettiğinden bahisle kamu davası açılmıştır.
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında yüklenen suçtan mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Dairemizin sayın çoğunluğu ile aramızdaki ihtilaf, sanığın sözlerinin TCK’nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi mi, yoksa son cümlesi kapsamında mı olduğuna ilişkindir.
TCK’nın 106. maddesinin 1. fikrasının ilk cümlesinde, “Bir kişiye ya da yakınına hayatı, vücudu veya cinsel dokunulmazlığına saldıracağından bahisle” eylemin işlenmesinden bahsedilmektedir. Madde metninde açıkça belirtildiği üzere, korunan hukuki yarar, bir kimsenin hayatı(yaşamı)dır. Bir kimseye ya da yakınına belli bir coğrafi sınır içinde de olsa “yaşatmayacağım” diyerek tehdit eyleminin, sair kötülük edeceğinden bahisle tehdit olarak kabulü, hem Kanunun lafzına; hem de ruhuna aykırıdır. Kaldı ki, kişilerin istedikleri coğrafi bölge/şehir/kasaba ya da köyde yaşama veya barınma hakları vardır ve bu haklar Anayasa ve ilgili Kanunlarca koruma altına alınan en temel insan haklarındandır.
Somut olayda sanığın söylediği “..seni Çorlu’da yaşatmayacağım, sakın benimle Çorlu’da karşılaşma, sen bittin” şeklindeki sözlerinde, sadece “sakın benimle Çorlu’da karşılaşma, sen bittin” bölümünü dikkate alsaydık, sayın çoğunluğun görüşüne ben de katılabilirdim. Ancak sanık, katılanın ‘hayatını(yaşamını) bitireceğinden’ bahsediyor. Böyle bir tehdide muhatap olan mağdurun, Çorlu’da yaşadığı sürece hayatından endişe duyacağının aşikar olduğu hususu izahtan varestedir.
Yukarıda açıklandığı üzere, tehdit eyleminin TCK’nın 106/1. maddesinin ilk cümlesi kapsamında değerlendirilmesi ve böylece yerel mahkeme kararının ONANMASI kanaatinde olduğum için sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edemiyorum.

Muhalif Üye