Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/18670 E. 2015/36971 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18670
KARAR NO : 2015/36971
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/237231
MAHKEMESİ : Samsun(Kapatılan) 6. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2011
NUMARASI : 2011/35 (E) ve 2011/6 (K)
SUÇLAR : Tehdit, hakaret

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığa yükletilen tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık H.. G..’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 03.11.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

TCK’nın 50/1. maddesi hükmünde kısa süreli hapis cezasının, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre; adlî para cezasına ya da diğer seçenek tedbirlere ve bunların içinde hapsin”Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katma kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya” çevrilebileceği hükme bağlanmıştır.
5275 sayılı CGTÎK’nm 105. maddesinde “Türk Ceza Kanununun 50. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.
Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır.” hükmüne yer verilmiştir.
Kısa süreli hapse mahkum olan sanığa, gönüllülük esasına göre, TCK’nın 50/1. maddesi uyarınca kamuya yararlı bir işte çalışmak isteyip istemedikleri sorulması gerektiğine göre, bu kişilere uygun görülen hizmet ve süresi belirlenmeden gönüllü olup olmadıklarını sormanın da bir mantığı olmayacaktır. Zira sanık bu durumda hangi kamu hizmetine gönüllülüğün sorulduğunu bilmemektedir.
CİGTK’nın 105/1. ve 2. fıkralarında, denetimli serbestlik kurumları tarafından belirlenen ve mahkemeye sunulan hizmet kollarının ve sürelerinin mahkemece, “hükümlüye” önerilmesinden söz edilmiş ise de, denetimli serbestlik kurumunun, TCK|nın 50/1-f maddesinde öngörüldüğü üzere kısa süreli hapsin bu tedbire çevrilmesi halinde uygulanması yanında, TCK’nın 51. maddesinde erteleme, 58. maddesinde mükerrirliğe ilişkin uygulanabilmesi, koşullu salıverme sonrası uygulanır bir tedbir olması da dikkate alındığında, hükümlüler için de gözetilmesi gereken bir kurum olduğundan 5275 sayılı Kanunun 105. maddesindeki ibarelerin bu nedenle tercih edilmiş olabileceği kanaatini taşımaktayız.
Nitekim, 105/3. maddesindeki “Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez.” hükmü gözetildiğinde, kamuya yararlı işte çalıştırma konusundaki işkolunun belirlenmesi ve önerilmesinin, ilk derece mahkemesinin görevi olduğu, zira, diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde ilk derece mahkemesinin gönüllü çalıştırılmaya karar vermemesi gerektiği açıktır. 20.3.2006 tarihli, 2006/10218 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilip yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 51/6-7. Madde hükmünde “Hükmedilen seçenekli yaptırımın hükümlünün elinde olmayan nedenlerle yerine getirilememesi durumunda, yaptırım, hükmü veren mahkemece değiştirilir.” hükmüne yer verilmiş, ilk derece mahkemesinin gönüllülük esasına göre önerdiği işkolunun infaz sırasında hükümlünün bulunduğu yerde faaliyette olmaması halinde hükmolunan seçenek yaptırımın mahkemece değiştirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Sanık hakkında verilen hapis cezalarının gönüllülük esasına göre TCK’nın 50/1-f. maddesi uyarınca tedbire çevrildiği sırada gönüllülüğün hangi iş koluna ilişkin olacağının mahkemece değil, infaz sırasında sorulması gerektiğine karar verilmesi, infaz aşamasında hangi mahkemenin bu işlemi yapacağı konusunda tereddüt oluşturacağı gibi, yine kararı veren mahkemenin bunu yapması gerektiği düşünülürse, önceden yapılması gereken bir işlemin sonraya bırakılması nedeniyle kurumların gereksiz yere aynı hususta tekrar tekrar meşgul edilmesi sonucunu doğuracak, hukuk uygulamasına da angaryadan başka bir şey kazandırmayacaktır.
Bu nedenlerle sayın çoğunluğun TCK’nın 50/1-f maddesinde öngörülen tedbir uygulanırken sanığın hangi iş kolunda çalıştırılacağının belirlenmesinin infazda kısıtlamaya yol açacağı biçimindeki düzeltilerek onama kararına katılamıyorum.

Muhalif Üye