Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/18540 E. 2015/32442 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/18540
KARAR NO : 2015/32442
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

Tebliğname No : 4 – 2013/132802
MAHKEMESİ : Konya(Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2013
NUMARASI : 2012/299 (E) ve 2012/1155 (K)
SUÇ : Tehdit

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Sanığa yükletilen müşteki O.. Ç..’a karşı tehdit eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık M.. Y..’in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Sanığın müşteki N.. Ç..’a karşı tehdit suçundan kurulan hükümlere yönelik temyizine gelince,
İddianamede, sanığın, müşteki Nermin’e hitaben “Bak Nermin şansını zorlama, dilekçeyi verdikten sonra seni orda durdurmam, orda kalma gibi şansın yok.sen ordan çıkacaksın.o kadar.anladın mı?ben orda kalma işine karışırım. bu gece son gecen bunu bil…. o halde alma odaya, söz vermezsen saat başı birinizi ararım, iyice çileden çıkarırım, ikinizi de deli ederim, son günlerde yaptığımız gece hayatını anlatırım, senin bağrına bastığın kişi gene olan biteni bana aktarıyor derim ayrı yat” biçiminde mesajlar çektiğinin ileri sürülmesi karşısında, eylemin TCK’nın 107/2. maddesinde düzenlenen şantaj suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin kanıtları değerlendirme ve tartışma görevinin asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık M.. Y..’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN başkaca yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın CMK’nın 7. maddesi de gözetilerek bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın CMUK’nın 323. maddesi uyarınca görevli O Yer Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:

5320 sayılı Kanuna 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6. Maddesi ile sulh ceza mahkemeleri kaldırılmış, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yirmi gün içinde sulh ceza hâkimliklerinin kurulacağı ve sulh ceza mahkemelerinde görülmekte olan dava dosyalarının bir ay içinde yetkili asliye ceza mahkemelerine devredileceği hükme bağlanmıştır.
Yine Geçici 6. Maddenin 6. Fıkrasıyla bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, sulh ceza mahkemelerince verilen kararlardan Yargıtay incelemesinde olanlar hakkında sadece görev nedeniyle bozma kararı verilememesi bir emredici kural olarak öngörülmüştür.
5235 sayılı Kanunun 10. Maddesinde düzenlenen sulh ceza mahkemelerine ilişkin görev düzenlemesi de, yine 6545 sayılı Kanunla kaldırılmış ve madde başlığı Sulh Ceza Hakimliği olarak değiştirilmiştir.
Geçici 6. Maddenin 6. Fıkrası uyarınca, sulh ceza mahkemelerinden verilen hükümlerin, Yargıtay incelemesinde olanları hakkında sadece görev nedeniyle bozma kararı verilebileceği kabul edilirse, bu görevsizlik kararını verebilecek sulh ceza mahkemesi artık bulunmamaktadır. Söz konusu bozma kararı, sulh ceza mahkemelerindeki dosyaların asliye cezalara kanun gereği devredilmesi nedeniyle asliye ceza mahkemesi önüne gideceğinden bu mahkemenin bir görevsizlik kararı vermesi söz konusu olamayacaktır.
Görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, asliye cezanın bakması gereken bir davaya sulh ceza mahkemesinin bakmasının mümkün olamayacağı söylenebilir ise de, Geçici 6. Maddenin Yargıtay incelemesindeki dosyalarda sadece görev nedeniyle bozma kararı verilemeyeceği hükmü bağlayıcı niteliktedir ve Kanun koyucunun kamu düzenine ilişkin yeni bir düzenlemeyi öngördüğü ve benimsediği kabul edilmelidir.
Bu durumda, ortada sulh ceza mahkemesi gibi bir mahkeme bulunmadığından görevsizlik kararı verilmesi için bozma yapılamayacağı gibi, CMK’nın 7. maddesi hükmüne göre yenilenebilir olanlar dışındaki işlemlerin geçersiz olacağından bahisle ya da buna işaret edilerek bozma kararı da verilemez. Aksi kabul, sulh ceza mahkemelerinden verilen bütün hükümleri geçersiz kılacak ve bu tür hükümlerde yeniden yargılamanın yolunu açacaktır.
Açıkladığımız nedenlerle sayın çoğunluğun, 2 numaları bozma kararına katılamıyor, 5320 sayılı Kanuna 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 6/6. Madde uyarınca sulh ceza mahkemelerinden verilen hükümlerin görev nedeniyle bozmaya, kabule göre kaydıyla konu edilebileceğini düşünüyorum.