Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/17880 E. 2015/35353 K. 12.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/17880
KARAR NO : 2015/35353
KARAR TARİHİ : 12.10.2015

Tebliğname No : 4 – 2011/208097
MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2010
NUMARASI : 2007/177 (E) ve 2010/672 (K)
SUÇLAR : Tehdit, hakaret

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
A-Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık A.. K.. hakkında 11/01/2007 tarihinde işlediği iddia olunan tehdit suçundan kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilip sanık T.. Ş.. hakkında ise katılana “ben bu parayı almasını bilirim, gerekirse sana ve çevrene zarar veririm” dediği iddiasıyla TCK’nın 106/1. maddesinin ikinci cümlesinin uygulanması istemi ile dava açıldığı, bu davanın Uşak 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/319 Esas sayılı dosyası ile yargılaması yapılırken 05.10.2007 tarihli duruşmada katılanın, A.. K..’nın kendisine bir şey söylemediğini ve onun hakkında şikayetçi olmadığını beyan ettiği, aynı tehdit eylemi nedeniyle ayrıca Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanıklar A.. K.. ve T.. Ş.. hakkında, katılana sinkaflı kelimelerle hakaret edip “bu parayı vereceksin, yarına kadar temin etmezsen, sana ve çevrene zarar vereceğiz” dedikleri iddiasıyla TCK’nın 106/2-c, 125/1 maddelerinin uygulanması istemi ile dava açıldığı, bu davanın da Uşak 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldüğü, katılanın 26.09.2007 tarihli duruşmada sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade etmesi ve talebi üzerine katılmasına karar verildiği, davaların Asliye Ceza Mahkemesinde birleştirildiği, katılanın her iki davadan da haberi olduğu, henüz diğer davada katılma kararı verilmeden duruşmada A.. K.. hakkında kendisine yönelik bir eyleminin bulunmadığından söz ederek şikayetinden vazgeçtiği, dolayısıyla A.. K.. yönünden davaya katılmasının ve hükmü temyiz etmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca katılan E.. Ç.. vekilinin tebliğnameye aykırı olarak, A.. K.. hakkındaki hükme ilişkin TEMYİZ İSTEĞİNİN REDDİNE,
B-Sanık T.. Ş.. hakkındaki hükümlere yönelik temyize gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1-Hakaret eylemine ve yükletilen suça yönelik katılan E.. Ç.. vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde ise;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a)Sanık hakkında Sulh Ceza Mahkemesine açılan davanın iddianamesinde “ben bu parayı almasını bilirim, gerekirse sana ve çevrene zarar veririm” dediğinin, Asliye Ceza Mahkemesine açılan davanın iddianamesinde ise “bu parayı vereceksin, yarına kadar temin etmezsen, sana ve çevrene zarar vereceğiz” dediğinin iddia edilmesine karşın, tehdit eyleminin “bu parayı senden bir şekilde tahsil ederiz, senin canından malından kıymetli mi, yarın öğleye kadar hazırla, hazırlamazsan eşine, çevrene sana zarar veririz” şeklindeki sözlerle oluştuğu kabul edilerek CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,
b)Katılanın, ortağı olduğu ve sanığın boyadığı binanın boya parasını vermeye yanaşmamasının sanık yararına haksız tahrik teşkil edip etmeyeceğinin tartışılmaması,
c)Sanık hakkında sair tehdit iddiasıyla açılan ve birleştirilen, konusu, tarafları aynı olan dava hakkında bir hüküm kurulmaması,
Kanuna aykırı, sanık T.. Ş.. ve katılan E.. Ç.. vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.