Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2013/13483 E. 2014/1824 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13483
KARAR NO : 2014/1824
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

Görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından sanık … hakkında yapılan yargılama sonunda mahkumiyetine dair, Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.07.2009 tarih ve 2008/365 esas, 2009/553 karar sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 30/01/2013 gün ve 2012/6211 esas, 2013/2099 sayılı kararıyla;
” Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından, sanık …’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, ” karar verilmiştir.
I- İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/04/2013 gün ve 2010/44667 sayılı yazısı ile;
“Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından dolayı mahkumiyetine hükmedilmiştir. Sanığın önceki işlediği suçlardan dolayı TCK’nun 58/6-7 madde/bendleri gereğince cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve infazdan sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir. Sanığın Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2002/1464 esas, 2006/39 karar sayılı ilâmı ile 765 sayılı TCK’nun 81/1 uygulaması yapıldığı ve cezasının arttırıldığı, bu gerekçe gösterilerek hükümde ikinci tekerrür olarak 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasa’nın 108/3 maddesinin sanık hakkında uygulanmasına karar verildiği, Başsavcılığımızın 23.02.2012 tarih ve 2010/44667 nolu tebliğnamemiz ile 5275 sayılı yasanın 108/3 maddesi gereğince “sanığın koşullu salıverilmeden yararlandırılmaması” kısmının hükümden çıkartılarak onanması talep edildiği halde, bu hususa değinilmeden Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 30.01.2013 tarihli kararı ile onanmıştır.
5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uyarınca sanık mükerrir olup, mahkemece de mükerrirlere göre cezanın infazına ve devamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmekle birlikte, 5275 sayılı CGTHK’nun 108/3 maddesi gereğince 765 sayılı TCK’nun uygulandığı dönemde yürürlükte bulunmayan yasaya göre ikinci kez mükerrir sayılması yasaya uygun değildir. Sanık hakkında 5275 sayılı CGTHK’nun 108/3 madde/bendi uygulanmamalıdır.
Bu nedenle; konunun bir kez daha müzakeresi suretiyle Yüksek Dairenizin 30.01.2013 tarih ve 2012/6211 esas, 2013/2099 karar sayılı onama kararı kaldırılarak; Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.07.2009 gün ve 2008/365 esas, 2009/553 karar sayılı kararı itirazımızdaki nedenle CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASI, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ilâmdaki “5275 sayılı Yasanın 108/3 maddesi gereğince sanığın koşullu salıvermeden yararlandırılmaması” ibarelerinin hükümden çıkartılmak suretiyle CMUK’nun 322. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASI, aksi taktirde itirazımızın takdir ve tartışması için dosyanın Yüksek Ceza Genel Kuruluna tevdii; kamu adına arz ve talep olunur.” isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK’nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
İncelenen dosya içeriğine göre, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamın Karşıyaka 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 23.01.2006 tarih ve 2002/1464 esas, 2006/39 karar sayılı ilamı ile, 765 sayılı TCK’nın 456/4, 457/1, 51, 81/1 maddeleri uygulanarak verilen 4 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin olduğu, bu cezanın 31.10.2006 tarihinde infaz edildiği ve infaz tarihi üzerinden 3 yıllık süre geçmediği için 30.12.2007 tarihinde işlenen suç yönünden tekerrüre esas olduğu anlaşılmaktadır. Ancak Mahkemece bu ilam esas alınarak, İnfaz Kanununun 108/3. maddesi uygulanmış ve ikinci kez tekerrür nedeniyle koşullu salıvermeden yararlandırılmamasına karar verilmiştir.
Tekerrür, 765 sayılı TCK’da “cezanın artırım nedeni” olarak öngörülmüş iken, yeni sistemde koşullu salıverilme süresini de etkileyecek şekilde bir “infaz rejimi kurumu” olarak düzenlenmiştir. Mükerrirlere özgü infaz rejimi ise İnfaz Kanununun 108. maddesinde düzenlenmiş ve aynı maddenin 3. fıkrasında “ikinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez” düzenlenmesine yer verilmiştir. Sanık hakkında birinci tekerrür şartlarının oluşması nedeniyle tekerrür hükümleri uygulandıktan ve tekerrür uygulanan mahkûmiyet kesinleştikten sonra, yeniden tekerrür hükümlerinin uygulanmasını gerektiren bir suçun işlenmesi halinde ikinci kez tekerrür hükümleri uygulanacak ve hükümlü artık koşullu salıvermeden yararlanamayacaktır.
Tekerrür hükümleri eski ve yeni TCK’da koşulları ve sonuçları itibariyle farklı düzenlenmiştir. Bazı ilamlarda infaz üzerinden 3 yıllık bir sürenin geçmesi halinde bu ilam TCK’nın 58. maddesine göre tekerrüre esas olmazken, silinme koşulları oluşmadığı için 765 sayılı TCK’nın 81. maddesi uygulanabilecektir. Yine 765 sayılı TCK’nın 81. maddesinin uygulanmış olduğu ilam, uyarlama sonucu ele alınarak lehe olan 5237 sayılı TCK’nın uygulanması durumunda tekerrür hükümleri çıkarılacaktır. İlamın dosyada bulunmaması halinde bu husus denetim dışı kalacaktır. Bununla birlikte mükerrirlere özgü infaz sistemi yeni infaz kanununda düzenlenen ve TCK’nın 58. maddesi de göz önünde bulundurularak formüle edilen yeni bir sistem olduğundan, ikinci kez tekerrür uygulamasına esas alınan ilamdaki tekerrür uygulamasının da TCK’nın 58. maddesi uyarınca yapılması gerektiği anlaşılmakla,
Dairemizce verilen 30/01/2013 gün ve 2012/6211 esas, 2013/2099 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
Karşıyaka 6. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.07.2009 tarih ve 2008/365 esas, 2009/553 karar sayılı hükmün yeniden incelenmesi sonucu;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Tekerrüre esas alınan önceki ilamda 765 sayılı TCK’nın 81. maddesinin uygulanmış olması karşısında, İnfaz Kanunu’nun 108/3. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı ve sanık …’ın temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası itiraz yazısına uygun olarak, “ 5275 sayılı İnfaz Kanununun 108/3. maddesi gereğince, sanığın koşullu salıvermeden yararlandırılmamasına ilişkin bölümlerin karardan çıkarılması” biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.