Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/7590 E. 2012/10805 K. 08.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7590
KARAR NO : 2012/10805
KARAR TARİHİ : 08.05.2012

Hakaret suçundan sanık …’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına, aynı maddenin 8/b bendi gereğince sanığın 1 yıl süre ile mesleğinin gerektirdiği hukuki zorunluluk dışında, her türlü kamuya yararlı veya özel statüdeki dernek, vakıf, kulüp ve benzeri örgütlerindeki üyeliğini veya yöneticiliğini sona erdirmek ve bu örgütlere üye olmamak ve yöneticilik yapmamak yükümlülüğü yüklenmesine dair Burdur Sulh Ceza Mahkemesinin 04/02/2010 tarihli ve 2009/640 esas, 2010/64 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Burdur Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2010 tarihli ve 2010/85 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığınca 23.02.2012 gün ve 11807 sayılı yazı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2012 gün ve 63424 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/8. maddesinin alt bentlerinde denetimli serbestlik tedbiri olarak sanıklara yüklenecek yükümlülükler,
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına.
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine,
Şeklinde belirlenmiş olup, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 09/06/2009 tarihli ve 2009/5644 esas, 2009/13118 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanık hakkında yükümlülük belirlenirken kanun koyucunun amacına uygun, tarafları tatmin edici, denetime elverişli bir yükümlülüğe hükmedilmesi gerektiği cihetle, bunların dışında Cumhuriyet savcısının infaz yetkisini kısıtlayacak biçimde karar verilmeyeceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.
Gereği görüşüldü;
CYY’nın 231/6. maddesinde “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekir …” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı maddenin 8 fıkrası ise, “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. Bu süre içinde bir yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmaması halinde, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi olması halinde, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine, karar verilebilir. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı durur” hükmünü içermektedir.
Burdur Sulh Ceza Mahkemesi, sanık hakkında 5237 sayılı TCY’nın 125/1, 62, maddeleri uyarınca belirlediği 2 ay 15 gün kısa süreli hapis cezasının, 5271 sayılı CYY’nın 231/6. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve beş yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına ve ” sanığın 1 yıl süre ile mesleğinin gerektirdiği hukuki zorunluluk dışında, her türlü kamuya yararlı veya özel statüdeki dernek, vakıf, kulüp ve benzeri örgütlerindeki üyeliğini veya yöneticiliğini sona erdirmek ve bu örgütlere üye olmamak ve yöneticilik yapmamak yükümlülüğünün yüklenilmesine” karar vermiş, bu karara yapılan itiraz Burdur Asliye Ceza Mahkemesince reddedilmiştir.
Buna göre; uygulamanın CYY’nın 231/8 maddesinin (c) bendinde yer alan takdir edilecek başka yükümlülük kapsamında kaldığı görülmektedir. Mahkemece anılan yasa madde ve fıkrasının (a), (b) ve (c) bendinde açıkça sayılanların dışında takdir edilecek başka bir yükümlülüğün belirlenebilmesi için bu denetimli serbestlik tedbirinin, hukuken ve fiilen infaz olanağının bulunması, Cumhuriyet savcısının infaz yetkisini kısıtlamaması ve sanığa mali (maddi) bir yük getirmemesi gerekir. Somut olayda getirilen yükümlülüğünün sanık hakkında hukuken infaz olanağının bulunmadığı, varsa mevcut görevleri açısından mali külfet getireceği ve hukuka aykırı olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısındaki düşünce yerinde görüldüğünden, hakaret suçundan sanık … Akça hakkında, Burdur Asliye Ceza Mahkemesince itiraz üzerine verilen 25.02.2010 gün ve 2010/85 D.İş sayılı kararın, 5271 sayılı CYY’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, anılan Yasa maddesinin 4/a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin itiraz mercii Burdur Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, 08.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.