Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/7587 E. 2012/10232 K. 02.05.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/7587
KARAR NO : 2012/10232
KARAR TARİHİ : 02.05.2012

Silahla tehdit suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda şüphelinin 5237 sayılı TCY.nın 32/1. maddesi kapsamında akıl hastası olması nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair Ordu Cumhuriyet Başsavcılığının 23.05.2007 tarih 2006/ 2766 esas, 2007/ 1647 sayılı kararını müteakip adı geçen hakkında 5237 sayılı TCY.nın 57. maddesi gereğince güvenlik tedbiri uygulanması talebi üzerine, koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli sağlık kurumlarından birisinde koruma ve tedavi altına alınmasına dair Ordu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/06/2007 tarih ve 2007/ 346 değişik iş sayılı karara karşı Adalet Bakanlığınca 17.02.2012 gün ve 2012/2687/10192 sayılı yazısı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.03.2012 gün ve 2012/59516 sayılı istem yazısı ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında ”dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında soruşturma evresinde Prof. Dr. A. İlhan Özdemir Devlet Hastanesinden alınan 02/05/2007 tarihli, 2803 sayılı sağlık raporunda, işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını algılamayacak durumda olup, davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli ölçüde azalmış olduğu ve bu haliyle akıl hastası olduğunun bildirilmiş olması ve 5237 sayılı TCY.nın 32/1. maddesinde bu durumda olan kişiye ceza verilemeyeceğinin düzenlenmiş bulunması karşısında, akıl hastası olan şüpheli hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verilemeyeceği, mahkemesince yapılan yargılama sonucunda anılan madde kapsamında kaldığı anlaşılan sanık hakkında ceza verilmeyip, güvenlik tedbirine hükmedilmesi gerekeceği gözetilmeden, talebin bu yönde reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir” denilmektedir.
Gereği görüşüldü;
Akıl hastalığının düzenlendiği 5237 sayılı yasanın 32/1. maddesinde “Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur” ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin düzenlendiği 5237 sayılı yasanın 57. maddesinde “(1) Fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınırlar.
(2) Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.
(3) Sağlık kurulu raporunda, akıl hastalığının ve işlenen fiilin niteliğine göre, güvenlik bakımından kişinin tıbbî kontrol ve takibinin gerekip gerekmediği, gerekiyor ise, bunun süre ve aralıkları belirtilir.
(4) Tıbbî kontrol ve takip, raporda gösterilen süre ve aralıklarla, Cumhuriyet savcılığınca bu kişilerin teknik donanımı ve yetkili uzmanı olan sağlık kuruluşuna gönderilmeleri ile sağlanır.
(5) Tıbbî kontrol ve takipte, kişinin akıl hastalığı itibarıyla toplum açısından tehlikeliliğinin arttığı anlaşıldığında, hazırlanan rapora dayanılarak, yeniden koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilir. Bu durumda, bir ve devamı fıkralarda belirlenen işlemler tekrarlanır.
(6) İşlediği fiille ilgili olarak hastalığı yüzünden davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişi hakkında birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre yerleştirildiği yüksek güvenlikli sağlık kuruluşunda düzenlenen kurul raporu üzerine, mahkûm olduğu hapis cezası, süresi aynı kalmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, mahkeme kararıyla akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
(7) Suç işleyen alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlısı kişilerin, güvenlik tedbiri olarak, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılarına özgü sağlık kuruluşunda tedavi altına alınmasına karar verilir. Bu kişilerin tedavisi, alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde bağımlılığından kurtulmalarına kadar devam eder. Bu kişiler, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca bu yönde düzenlenecek rapor üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir” hükümleri yer almaktadır.
İncelenen dosyada, tehdit suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma sonucunda şüphelinin 5237 sayılı TCY.nın 32/1. maddesi kapsamında akıl hastası olması nedeniyle Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiği ve yine Ordu Cumhuriyet Başsavcılığının güvenlik tedbiri uygulanması talebi üzerine, Ordu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/06/2007 tarih ve 2007/ 346 değişik iş sayılı kararı ile TCY.nın 57. maddesi gereğince şüphelinin koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli sağlık kurumlarından birisinde koruma ve tedavi altına alınmasına dair karar verildiği anlaşılmaktadır. Şüpheli hakkında TCY.nın 57. maddesi ile güvenlik tedbirlerine hükmedilebilmesi için öncelikle şüpheliye isnat edilen eylemin yapılacak yargılama ile sabit olması gerekmektedir. O halde şüpheli hakkında soruşturma sonucu kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmeyip, isnat edilen eylemle ilgili mahkemesinde dava açılıp, kovuşturma yapıldıktan sonra eylemin şüpheli tarafından gerçekleştirildiğinin ve eylemin suç olarak tespitinin varlığı halinde yargılamayı yapan mahkemece TCY.nın 57. maddesi gereğince koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli sağlık kurumlarından birisinde koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilmesi gerektiğinden, Ordu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin kararının hukuka aykırı olduğunda kuşku yoktur.
Açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istem yazısındaki düşünce yerinde görüldüğünden, Ordu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 01/06/2007 tarih ve 2007/ 346 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CYY.nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonraki işlemlerin anılan Yasa maddesinin 4/b fıkrası uyarınca yerinde tamamlanması, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.