Yargıtay Kararı 4. Ceza Dairesi 2012/38788 E. 2013/6450 K. 07.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 4. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/38788
KARAR NO : 2013/6450
KARAR TARİHİ : 07.03.2013

Kavgada korkutmak amacıyla silah teşhiri ve saldırgan sarhoşluk suçlarından sanık …’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 466/1, 572/1 ve 647 sayılı Kanun’un 4. maddeleri uyarınca, 300.000 TL ağır para cezası ve 180.000 TL hafif para cezası ile cezalandırılmasına, 647 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca cezalarının ertelenmesine dair, Nazilli Asliye Ceza Mahkemesinin 12/10/2000 tarihli ve 1998/363 esas, 2000/1026 sayılı kararının kesinleşmesinden sonra, sanığın deneme süresi içerisinde 12/10/2002 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı bir suç nedeniyle kesinleşen kararla cezalandırılması ve erteli cezasının aynen infazı için mahkemesine yapılan ihbar üzerine, mütecaviz sarhoşluk suçunun 5237 sayılı TCK’da suç olarak tanımlanmadığı ve her iki hüküm yönünden, zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle, 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca kamu davalarının ortadan kaldırılmasına ilişkin, (NAZİLLİ) 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2010 tarihli ve 1998/363 esas, 2000/1026 sayılı kararının, Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/12/2012 gün ve 294465 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; “5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında; sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde karar verilmesine isabet görülmemiştir.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I-Olay:
Sanık … hakkında, kavgada korkutmak amacıyla silah teşhiri ve saldırgan sarhoşluk suçlarından yapılan yargılama sonucunda, Nazilli Asliye Ceza Mahkemesinin 12/10/2000 tarihli kararı ile her iki suçtan para cezası ile cezalandırılarak, cezalarının 647 sayılı Kanun’un 6. maddesi gereğince ertelendiği, deneme süresi içerisinde sanığın 12/10/2002 tarihinde işlemiş olduğu kasıtlı bir suç nedeniyle kesinleşen hükümle mahkum edilmesi üzerine, erteli cezasının aynen infazı yönünden değerlendirme yapılması için mahkemesine ihbarda bulunulduğu, bunun üzerine aynı Mahkemenin 30/04/2010 tarihli ek kararı ile saldırgan sarhoşluk suçunun 5237 sayılı TCK’da suç olarak düzenlenmemesi ve her iki hüküm yönünden olağanüstü zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesiyle, kamu davalarının ortadan kaldırılmasına karar verildiği, kesinleşen bu karar için Kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
647 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile ertelenen hükümler yönünden, aynen infaz ile ilgili yapılan uyarlama yargılaması sırasında, zamanaşımı hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlar hakkında sanık lehine uygulama yapılması 5237 sayılı TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddelerinin gereği bulunduğundan, mahkemece önceki ve sonraki yasaların cezayı artırmayı veya azaltmayı gerektiren ilgili bütün hükümlerinin somut olaya uygulanarak, ortaya çıkacak sonuçlara göre lehe yasanın ve hükmünün belirlenmesi gerekirken ve 5252 sayılı Yasanın 9/4. maddesinde yer alan; “kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz” biçimindeki kural gözetilmeksizin, kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden;
1- Kavgada korkutmak amacıyla silah teşhiri ve saldırgan sarhoşluk suçlarından sanık … hakkında, (NAZİLLİ) 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2010 tarih ve 1998/363 esas, 2000/1026 sayılı ek kararının KANUN YARARINA BOZULMASINA,
2- 5271 sayılı CMK’nın 309/4-a maddesi uyarınca bozma doğrultusunda müteakip işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.